'İnadına Tayyip Erdoğan' Meclis'te bütçe konuşulurken ipler gerildi ve hoş olmayan bir görüntü ortaya çıktı. Abdullah Gül dahi sükûnetini kaybetti. Deniliyor ki, Deniz Baykal, kutuplaşma yaratarak, oylarını arttıracak. Kısır çekişmelerin işe yaramadığı düşüncesindeyim. Nitekim birbirine düşen Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller 2002'de tasfiye olmadı mı? Belki CHP, "laik Cumhuriyet'in" savunucusu konumuna kendisini oturtarak, Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını tehlikeli bulanların saflarını sıklaştırarak, oylarını muhafaza edebilir, hatta bir nebze arttırabilir. Ama gerginliğin, Erdoğan'a fayda sağlamayacağını düşünüyoruz. Zaten, üslûbu bir hayli sert bulunuyor. Bunun dozunun yükselmesine gerek yok. Baykal onun duygusal kimliğini bildiği için, icap eden sözleri kullanıyor; bamteline basıyor. Bütçe tartışması sırasında lâfın El Kadı'ya getirilmesine ne gerek vardı? Ya Tayyip Erdoğan niçin "El Kadı'ya kefilim" dedi? Daha önce verdiği teminata sahip çıkmak için mi? Üstelik ona terörist denilmesini şiddetle kınadı. El Kadı, mükemmel bir insan olabilir. Birleşmiş Milletler'in onu terörist listesine alması, böyle bir yaftayı üzerine yapıştırarak, "Suçu ispat edilinceye kadar herkes masumdur" ilkesini çiğnemesi kabul edilemese dahi, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın böyle birine, Genel Kurul'da, kürsüden sahip çıkması da kolay kolay anlaşılabilecek bir olay değil. Ben, Tayyip Erdoğan'ı anlayabiliyorum. O, içinden geldiği gibi konuşuyor ve El Kadı'nın masumiyetine yürekten inanıyor; duygusal davranıyor. Keşke, Deniz Baykal'ın oyununa düşmeseydi. Çünkü Baykal, onu tahrik etmek için, El Kadı yerine, "El Kaide'ye kefil olduğunu" ileri sürdü. Başörtüsü tartışmasını yeniden açtı. Sonuç itibarıyla, iş çığrından çıktı; parlamento, düzeyini kaybetti. 2002 seçimlerinde, vatandaş, "İnadına AK Parti" dedi. Ama, Çankaya sâkinini halk seçmeyeceğine göre, meseleye inadın karıştırılması sadece, Cumhurbaşkanı'nın çok gergin bir ortamda seçilmesine yol açacaktır. AK Parti'nin, Erdoğan'ın gösterdiği aday etrafında kenetlenmesi için, "işin inada binmesine" gerek yok ki.
Meclis'te bütçe konuşulurken ipler gerildi ve hoş olmayan bir görüntü ortaya çıktı. Abdullah Gül dahi sükûnetini kaybetti. Deniliyor ki, Deniz Baykal, kutuplaşma yaratarak, oylarını arttıracak. Kısır çekişmelerin işe yaramadığı düşüncesindeyim. Nitekim birbirine düşen Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller 2002'de tasfiye olmadı mı? Belki CHP, "laik Cumhuriyet'in" savunucusu konumuna kendisini oturtarak, Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını tehlikeli bulanların saflarını sıklaştırarak, oylarını muhafaza edebilir, hatta bir nebze arttırabilir. Ama gerginliğin, Erdoğan'a fayda sağlamayacağını düşünüyoruz. Zaten, üslûbu bir hayli sert bulunuyor. Bunun dozunun yükselmesine gerek yok. Baykal onun duygusal kimliğini bildiği için, icap eden sözleri kullanıyor; bamteline basıyor. 
