Türkçe'yi öğrenelim
ÖTEDEN beri Osmanlıca'nın "seçimlik ders" olarak liselerde okutulmasını savunurum. Böylece, Türkçemiz, 100 kelimeye sıkışıp kalmayacak, eğitim arttıkça insanlar daha zengin bir lisan kullanabilecekler. Ama bizdeki kaygılar öylesine derin ki, hem eski Türkçe harfleri öğrenmek hem de Osmanlıca'ya vakıf olmak, gericilikle eşanlamlı mütalaâ ediliyor. Halbuki, bu şekilde hata ihtimalini azaltabiliriz. Son olarak Meclis'te "Harem" ve "Harim" tartışması yapıldı. Ve Deniz Baykal, harem kelimesinin tek anlamını bildiği için, Tayyip Erdoğan'ı "Harem" ile "Harim"i karıştırmakla suçladı. "Harem" denilince Baykal, erkeklerin girmediği, sadece kadınların birlikte olduğu bir mekândan söz ediliyor zannetti. Oysa bu kelimenin "Harem-i Hümayun"dan (padişah sarayında kadınlar dairesi) farklı anlamları da var. Harem, "Herkesin girmesine müsaade edilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer" anlamında kullanılıyor. Nitekim, Kâbe ve civarı için "Harem-i Şerif" deniliyor. "Şeyhül- harem", Medine ve civarının muhafızı mânâsına geliyor. Harem, nikâhlı kadın, zevce anlamında da kullanılıyor. "Harim" de, tıpkı "Harem" gibi, "biri için kutsal olan şeyler" demek; aynı zamanda, "Harem Dairesi" mânâsına da geliyor. Baykal, Erdoğan'ın tavsiyesine uyup Osmanlıca- Türkçe lûgatına baksaydı, yukarıda anlattıklarımı öğrenir, "Harem" ile "Harim"in birbiri yerine kullanılabileceğini görürdü.