Milli Takım'ın büyük başarısı, pek çok gündem maddesini arkalara itmiş durumda. Devam eden siyasi gerilim, kapatma davası, ekonomik kriz hayatımızı yeterince karartıyor. Tüm bunlar arasında Ay-Yıldızlı takımımız ülkenin üzerine güneş gibi doğdu. Fatih Terim ile ilgili fikirlerim değişmedi. Terim hâlâ inatlarının esiri olmaya devam ediyor. Rahat rahat oynanacak bir maç, yine Terim'in kişisel taktik denemeleri yüzünden kabusa dönüşmek üzereyken mucizeyle sonuçlandı. İtirazım da buna, takımımızın mucizeye ihtiyacı yok. Türk takımı kendi gücüne uygun oynar, doğru tercihlerle sahaya çıkarsa, her takım ile başa baş mücadele eder. Umarım Terim takımına güvenir, Hırvat maçında doğrudan kazanacak ve bize kalp spazmları geçirmeyecek bir taktikle oyuncularını sahaya sürer. Bence bu genel gürültü içinde en önemli nokta, Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan'ın sözleriydi. Doğan, Cumhurbaşkanı başta olmak üzere tüm siyasi parti liderlerini Hırvatistan maçına davet edeceğini ve hepsinin tek bir karede buluşmasını dilediğini söyledi. Bence günün anlamını pekiştirecek en güzel görüntü bu olurdu. Cumhurbaşkanı'nın önderliğinde Başbakan, ana muhalefet lideri, muhalefet liderleri hep birlikte bu topluma Milli Takım'ın şahsında birleşebildiklerini göstermeliler. Yaşanan siyasi gerilimi biraz olsun düşürmek, ülkeyi normal şartlarına geri döndürmek için bundan daha iyi bir fırsat olamaz. Liderlere davet gitti mi, onlar cevap verdiler mi bilmem. Türkiye'yi tek vücut haline getiren milli coşkuda, siyasi parti liderlerinin tüm söylediklerini bir kenara bırakıp el ele tutuşacaklarını umuyorum. Böyle bir fırsatta bile beklediğimiz tablo ortaya çıkmazsa, bu ülkenin siyasetçisine yazıklar olsun!.. Son yıllarda ekonomik atılımlarıyla, demokratik açılımlarıyla dünya gündeminde olan güzel ülkem, şimdi darbe senaryolarının konuşulduğu bir laboratuvar muamelesi görüyor. Bunun pek çok müsebbibi olabilir ama siyasetin en azından Milli Takım'ın arkasında bir araya gelip tek yürek duruşu sergilemesi umutlarımızı tazeleyecek müthiş bir sinerji üretecektir. Tribünlerde en sevdiğim tezahüratlardan biriyle bitirelim yazıyı: "Bizim takım el ele, bizim takım el ele, hep beraber tribüne..."