Fatih Çekirge artık bu tarz muhalefetin bittiğini sanırım iyice anlamıştır.
Hürriyet internet sayfasının sorumlusu olarak Hakan Şükür'ün pazar günü oynanacak derbi için söylediği sözlerin üzerine atlayıp Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkınca, her zamanki sırt sıvazlanmasını göremedi.
Bu kez ate refleksleri ters tepti.
"Kutlu Doğum Haftası" malzemesiyle muhalefet yaparak Hakan Şükür üzerinden gündelik yaşama ilişkin "derin anlamlar" çıkartmaya kalkınca, kendi gazetesi de dahil sıkı bir zılgıtla yetinmek zorunda kaldı.
"Bel altı gazetecisi" Oray Eğin'in son 1 ay içinde sürekli gündeme gelme adına yazdığı yazıların da etkisiyle konuya dalan Fatih Çekirge, "patronlarını korkutma taktikleri" ile elde ettiği parlak günleri "İslami olan her şeye" muhalefet ederek yeniden elde edemeyeceğini anlamıştır artık.
Bitti o günler kardeş, başka kapıya.
Kapatma davası olabilir, bürokratik oligarşi son atışlarını yapabilir, dibine kadar siyasi mücadele olabilir ama artık bu ülkenin inançlarına muhalefet üzerinden prim yapma devri bitti.
Şu akşamcı masalarının dışındaki Türkiye'ye biraz daha yakından bakmanı tavsiye ederim.
Yıllar önce Kazım Kanat, Ertuğrul Sağlam için benzer bir muhalefet yapmıştı.
Eşinin başı kapalı diye, Ertuğrul'un Beşiktaş kaptanlığına getirilmesinin laikliğe aykırı olduğunu yazmıştı.
Hayat bu, aynı Kazım Kanat'a ilk sezonda neler yazdırdı neler!
Balık hafızası işte her şeyi unutuyor.
Sportif açıdan sonuna kadar eleştirebilirsiniz ama adamlık rafının en üstünde duruyor Ertuğrul Sağlam.
Çok değil 2 hafta önce Zaman ve Sabah gazetelerinin Fethullahçı diye Galatasaray'ın başına pazarladıkları bel altı gazetecisi Oray Eğin tarafından yazılan Abdullah Avcı, ilkeli bir duruş gösterip sezon ortasında takımını bırakmayan tek teknik adam unvanını aldı.
Üstelik, takımını en kritik zamanda bırakıp 3 büyüklerden birinin başına geçmeye can atan yığınla teknik direktörün olduğu bir ülkede.
Bir sezonda 3 takım dolaşanların normal sayıldığı bir futbol kültüründe.
Çamur atarken şahinleşenler tükürdüklerini yalama durumunda kalınca deve kuşu misaliler, kocaman kıçları ortada, onlar kimse görmediğini zannetseler bile...
Brezilyalı'sından Avrupa'nın her noktasına kadar tüm Hristiyan futbolcular, sahaya çıkarken, gol attığında, sahadan çıkarken, puan kazandığında neredeyse her adımında haç çıkartırken, bu ülkede hoşgörüden başka hiçbir şey almıyorlar.
Aynı ülkede Müslüman bir oyuncunun İslami motifle ilgili en küçük bir atıfta bulununca lince uğramasının mutlak bir izahı olmalıdır.
Yılmaz Özdil bile Fatih Çekirge'ye tersten çaktı.
Başımıza taş yağacak.
Gerçi o laik cephenin karşısındakilere eleştiri getirdi ama aslında yazının ana konusu "Boş işler bunlar Çekirge, topa buradan girme" anlamını taşımaktadır ki, bu tarz bir yazının amiral gemisinin kaptanından habersiz çıkması düşünülemez.
Eh birileri uyandı sanırım.
Peygamber'in doğum haftasına ilişkin fair play çağrısı yapan Hakan Şükür futbolumuzun en büyük oyuncusu olarak son derece mantıklı bir mesajla centilmenlik tartısında yükselirken, ona vuranlar dip yaptılar.
Beyler artık uyanın, muhalif olmak için yeni bir dil gerektiğini anlayın.
Müslüman mahallesindesiniz, ya mahalleyi toptan ortadan kaldırın ki imkansız, ya rahatça yaşayacağınız başka bir akşamcı mahalle bulun ki o da imkansız, sizi kaldıracak mahalle dünyada yoksa da mahallenin kırmızı çizgilerine saygı gösterin.
Aha açıkça yazıyorum, İslam dini bu toplumun kırmızı çizgisidir.
Kişilerin dinle irtibatları sağlam ya da zayıftır, tartışılır. Üstelik bu Allah ile kulları arasındadır ama İslami olana saldırdınız mı bu toplumdan tokadı yersiniz.
Tamam inanmanızı beklemiyoruz ama sadece biraz saygı göstermek bu kadar mı zor geliyor size?