Aysun Kayacı, kendi formatının epey uzağında bir programda "yer bulmanın" ama "yer alamamanın" hırsı ile masadaki diğer kurtlara kendisini ispat etme derdinde.
Sıkı laflar etme arzusu, içerik sahibi cümleler kurabileceğini gösterme isteğiyle ezberlediği üç-beş cümleyi ve kalıplaşmış mantıkları sıralayıp duruyor.
Aysun bacımız ağır konuların dışında pek çok mühim fikrini bizimle paylaşma cömertliğinde bulununca "Eh ondan bu kadar" deyip ilgilenmiyoruz.
Ama iş seçim, geçim, siyaset, ekonomi gibi pek mühim konulara gelip "yaşayan Türk büyüğü" havalarını takınınca orada durmak gerekiyor.
"Dağdaki çoban ile benim oyun neden aynı ki?" diye sorunca, eh Müjde Abla'sının gazoz kapağı kadar olmasa da gündeme oturuverdi.
Zaten masada da "sadece oturuyor" ama olsun işte, sonunda "önemli fikirleri" ile kamuoyunda tartışılmayı başardı.
Sorusuna gelince, önce delikanlılığı için kendisini tebrik etmek lazım.
Geçenlerde 32. Gün programında bir öğrenci de aynı cümleyi kurmuştu ama o sadece bir öğrenciydi, şöhretli değildi, Aysun Kayacı gibi ülkemizin "mümtaz bir şahsiyeti" olmadığı için es geçildi.
NTV gibi iddialı bir kanalda, iddialı bir programda Aysun Kayacı gibi "kanaat önderi bir bacımız" konuşunca kayıtsız kalmak da kalem erbabına yakışmaz.
Neyse, dedik ya Aysun bacımıza "erkekçe duruşundan" dolayı tebriklerimizi sunuyoruz.
Pek çok okumuş yazmış entel takımının dilinin ucuna kadar gelip de "rakıyla gargara eşliğinde" midelerine geri gönderdikleri cümleyi söyleme cesaretinde -gaflet daha uyar ama neyse-bulunduğu için.
İkinci önemli nokta dağdaki çoban ile onun oyunun aynı olmaması gerektiği yönünde.
Bence dağdaki çobanın oyu onunkinden daha değerli.
Bir konuda uzman olmak sorunsalı masaya yatırıldığında çoban en azından otlattığı hayvanlar, meralar, dağlar, ovalar konusunda oldukça deneyimli ve birikimli.
Peki Aysu bacım, sen hangi konularda deneyimli ve birikimlisin?
Diyetler, kilolar, elbiseler, alışverişler, podyumda salınmalar...
Valla bu konuda iddiaya girmeni hiç tavsiye etmem, bu ülkede senin bacaklarına ağızlarının suları akarak bakanlar bile iş böyle çetrefilli bir soruya cevap vermeye geldiğinde seni yarı yolda bırakırlar.
O yüzden sen yine bu iktidara oy veren "ayak takımı" ile iyi geçinmeye bak, eğer ayak takımı sana bakmaktan vazgeçerse bil ki tedavülden kalkma zamanın gelmiştir.
Beyaz Türkler'den ekmek yok sana. Bir iletişimci tavsiyesi olsun, telif de istemez.
Editörüme not: Lütfen yazıya Aysun Kayacı fotoğrafı koymayı düşünüyorsan, giyinik bir resmini bulmak için çaba sarf et. Saygılarımla...