Valla büyük keyif...
Bir Galatasaray taraftarı olarak şampiyonluk sonrası bilgisayarın başına oturup yazı yazmaya kalkışmanın zevkini tarif etmekte zorlanıyorum...
Peki neden bu kadar keyifliyim?
Ya da tüm Galatasaraylılar neden bu kadar mutlu?..
Öyle böyle değil final maçında futbol olarak Fenerbahçe'yi ezdikten sonra şampiyon olmanın keyfi bu...
Bu sevincin büyüklüğü karşımızdaki rakibin büyüklüğünden kaynaklanıyor.
Beşiktaşlılar alınmasın, Trabzonlular kızmasın ama Türkiye'de artık iki büyük var.
Dört büyükler söylemi bir efsaneye dönüşmüş durumda. Son 10 yıl içinde Beşiktaş bir kere şampiyon olmuş, Trabzon ortada yok.
Hal böyleyken Galatasaray için Fenerbahçe, Fenerbahçe için Galatasaray en büyük rakip.
İşte mutluluğumuzun sırrı burada.
Biz en büyük rakibimizi tuş ettik.
Sırtını iki seksen mindere yapıştırdık.
Hele Trabzonspor maçındaki teslim olmuş halleri...
Maçtan sonraki düşük omuzlar, asık yüzler, mikrofonlara konuşurken zoraki kurulan cümleler...
Fenerlileri böyle görünce keyfimiz katlanıyor kardeşim...
Şampiyonluk sevinci artı
Fenerbahçe'nin ezik halleri mutluluğumuza mutluluk katıyor...
O yüzden iyi ki var Fenerbahçe...
Tesis, stad, organizasyon hepsi tamam da ruh yok ruh...
Brezilya kırmalarından Türk takımı yapınca para gücüyle bile bu kadar işte...
Oysa Hakan Şükür önderliğindeki yerli aslanlar kalpten oynamanın, kutlu doğum haftasına yakışır sporcular olmanın mücadelesinden alınlarının akıyla çıkıyorlar...
Parasızlık, yönetimsizlik, hocasızlık, yedeksizlik, taraftarsızlık...
Hepsini yendiler...
Helal olsun onlara...
Aynı şartlarda Fener'in Brezilya kırmaları olsaydı ne yaparlardı sorusunu da Fenerli dostlarımız düşünsünler...