Bahçeli TÜSİAD'a karşı
TÜSİAD "Kürtçeseçmelidersolsun" dedi diye, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kıyameti kopardı. 1984'ten beri askeri tedbirlerle bir sonuca varılamadı. Terörün beli kısmen kırılsa dahi, Kürt kökenli vatandaşlarımızın bazıları, kendi ifadelerine bakılırsa, vatana aidiyet duygularını kaybetmişler. Güneydoğu'da kitleler halinde PKK ile ilişkili bir partiye yönelmeleri de bu eğilimi belli ediyor. Bir yandan "Azınlıkdeğilsiniz" diyeceğiz, bir taraftan da arzu edenin ana dil eğitimi almasını, PKK'nın hedefi diye eleştireceğiz. Devlet Bahçeli, "anadileğitimine" değil, "anadildeeğitime" karşı çıkmalı. Ana dilde eğitim, tarihten coğrafyaya, fizikten kimyaya kadar her türlü dersi kapsıyor ve Kürtçe'nin resmi dil olması yolunda önemli bir adım teşkil ediyor. Ana dilde eğitime karşı çıkmak bile, kimine göre, ayrımcılık teşkil edebilir. Ama "Farklılıklarıbeslemek,adetateşviketmek,şimdilikgüvenlikaçısındansakıncalıdır" şeklinde bir gerekçe öne sürülebilir. Buna mukabil, pek makul olan ana dilini öğretme faaliyetini, PKK'cılık diye nitelendirmek, ayırımcılığın daniskasıdır. Eğer Devlet Bahçeli gerçekten, PKK'nınırktemelindeazınlıkyaratma amacını güttüğüne inanıyorsa, bunun yolunu, genişleyen özgürlükler değil, yasaklar açar. Galiba, MHP Genel Başkanı, TÜSİAD üzerinden siyaset yapıp gündeme gelmek istedi. Bir zamanlar Ecevit de TÜSİAD'ın gazetelerde yayınlattığı ilânları siyaszeminde bir karşıtlığa dönüştürmemiş miydi? Bahçeli'nin amacı, ister gündeme oturmak olsun, ister TÜSİAD'la kavga ederek prestij toplamak, isterse MHP lideri samimiyetle PKK ile mücadele etme niyetini taşısın... her halükârda bireyin haklarını yasaklarla boğmamaya özen göstermeli. Çünkü asıl o takdirde PKK'nın Türkiye'de zemin kazanmasına hizmet etmiş olur.