Kurulmuş bir kukla mı? Tam da soykırım kararı öncesinde!
Hrant Dink'in bir suikasta kurban gitmesi, onu tanıyan bir gazeteci olarak beni derinden sarstı. Ayrıca ülkem adına çok üzüldüm. Bu cinayet, elbette Türk düşmanlarının ekmeğine yağ sürecektir. Hrant Dink, geçmişte Ermenilerin uğradığı haksızlıkları dile getirmekle birlikte, Türkiye'yi rencide eden "soykırım" kelimesini telâffuz etmeyi pek sevmiyordu. Ayrıca, kendisini Türk olarak hissediyordu; vatanına bağlıydı. Tarihi bir tartışmayı, melun bir cinayete dönüştüren zihniyetin sahibi nasıl biri acaba? Kimler tarafından kullanılıyor? Türkiye'yi uluslararası camiada haksız duruma düşürmek isteyenlerce mi, yoksa ülkede istikrarsızlık yaratmayı arzu edenler tarafından mı? Bir deli mi bu insan? Meczup mu? Yoksa kurulmuş bir kukla mı? Nasıl bir vicdansızlık bu! Hrant Dink'in şahsında, hepimiz mahcup ve mağdur edildik. İttihat Terakki iktidarı zamanında böyle rezilane cinayetler ayaküstü işleniyor ve failleri de bulunamıyordu. İnşallah fail yakalanır. Hiç değilse, yeni bir "failimeçhul" ayıbı yaşamamış oluruz.
***
Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nu yarıda keserek, yapıcı ve dengeli bir üslûp ile kamuoyunun önüne çıktı. Sözlerinden, bu olayın organize bir hareket olabileceği anlaşılıyordu. Biri, Hrant Dink'e öfkelenmiş de onu öldürüvermiş şeklinde bir durumla karşı karşıya bulunmadığımız ortada. Hatta, sadece Ermeni meselesiyle bile sınırlı değil bu suikast. Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde istikrarsızlık yaratmak isteyenlerin ilk adımı bile olabilir.
***
İçimizkanağlıyor
Değerli bir meslektaşımızı, cesur ve dürüst bir insanı, bir Türkiye sevdalısını, bir demokratı kaybettik, başımız sağolsun.