Kendimize çelme takıyoruz
Kıbrıs'ta Lokmacı Kapısı'nın açılışı, askerler ve siviller arasında neredeyse siyaskrize dönüşmek üzere. Üstelik, mesele bu kadar dillendirildiği için, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın itibarı söz konusu; öte yandan, üst geçidin yıkılması, Türk askerine karşı bir "meydan okuma" gibi değerlendirilebilecek. Hiç yoktan bir güç ve irade savaşı doğdu. Önce meseleyi biraz açıklayalım. Türklerle Rumları ayıran Yeşil Hat'ta, bazı geçiş kapıları açıldı. Lefkoşe'deki Ledra Palas ve Metehan kapıları, Magosa'daki Akyar kapısı, Yeşilyurt'taki Bostancı kapısı. Lefkoşe'de üçüncü bir kapının açılması söz konusu. Rumlar buraya "Ledra kapısı" diyorlar, bizler ise "Lokmacı kapısı". Türk tarafı, 2005 yılında Lokmacı duvarını yıkarken, bir üst geçit inşa etti. Böylece askergüçler, Yeşil Hat üzerindeki nöbet noktalarına, üst geçidin altında kalan emniyetli bölgeden gidip gelecekti. Rum tarafından kuzeye geçen sivillerin Türk askerine karşı muhtemel provokasyonu bu şekilde engellenmek istenmişti. KKTC, Lokmacı duvarı yıkınca, Papadopulos, "Engelsiz geçiş isterim" diye tutturdu ve Rum tarafındaki duvarın yıkılması için, üst geçidin ortadan kaldırılması şartını koştu. Cumhurbaşkanı Talat, konuyu, hem Türkiye Büyükelçiliği ile, hem de Kıbrıs'taki Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki yetkililerle görüştü; Papadopulos'un uzlaşmaz tavrı meydana çıksın diye, üst geçidin yıkılması kararı mutabakatla alındı. Kıbrıs'ta yaptığımız sondaj, kararın oluşmasında Lefkoşe'deki Türkiye Büyükelçiliği'nin ve Kolordu Komutanlığı'nın rolünün olduğunu ortaya koyuyor. Bize aynen şunu söylediler: "Genelkurmay Başkanlığı eksik bilgilendirilmiş olabilir." Bu durum, ikinci defa başımıza geliyor. Türk limanlarının Rumlara açılması konusunda oluşturulan plan, daha önce Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun'a aktarılmış, ama sanırız, bir iletişim kopukluğu sebebiyle, Yaşar Büyükanıt gene eksik bilgilendirilmişti. Diplomatik konularda önemli bir atak yaparken, birbirimize çelme takar duruma düşüyoruz. Yazık değil mi!
|