Irak ve Kürt blokajı
Türkiye, Irak ile ilişkilerine hep Kürt meselesi penceresinden baktı. Şimdi de bu bakış açısı sürüyor. Oysa konunun uzmanları, farklı bir paradigmanın Türkiye'yi bölgede daha etkili konuma getireceğini belirtiyor. Vatandaşlarımızın bir bölümü Kürtlerden oluştuğuna ve bu Kürtler de Kuzey Irak'takilerin soydaşı olduğuna göre, sözgelimi, bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasından endişe etmek, Güneydoğu'da yaşayanları rencide etmez mi? Bir milletin fertleri, genel ilkeler itibarıyla aynı mefkûreyi paylaşır. Bizim Kürtlerimizin sıcak baktığı bir gelişmeyi, Türk devleti kaygı verici bulursa, toplumun içine ayrılık tohumları ekilmiş olur. Bu tavır, "KendiKürtlerimizegüvenmiyoruz,onlarfırsatbulurlarsabizdenkopupgidiverirler" mesajını ihtiva eder. Böyle bir endişe mevcut olsa dahi, bunun Milli Siyaset Belgesi'nde kalması ve çok fazla telâffuz edilmemesi daha doğru. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Temsilciler Meclisi'ne verdiği izahatta, bir anlamda ABD'nin dış politikasının iflâsını da ilân etti. Rice, "ABD,Irak'tabaşarıyaulaşamazsa,İran'ıngüneydenüfuzuartar,bölgedeŞiiSünniçatışmasıyaygınlaşır,diğerSünniülkelerdeişiniçinegirer;ayrıcabüyükbircesaretgöstererekIrak'ınbütünlüğüiçindeyeralanKürtler,bağımsızdevletlerinikurarlar,budaTürkiye'yirahatsızeder" diyor. Zaten, adım adım bu sonuca doğru ilerliyoruz. Saddamlı Irak, Saddamsız Irak'tan çok daha iyi idi. Dış politikada taşları bir kere yerinden oynattınız mı, düzeni kurmak öyle kolay olmuyor. Hele, ırk ve mezhep ayrışmasının bulunduğu bu bölgede, eğitimsizlik ve fukaralık da göz önüne alındığında, kanın ve gözyaşının çok uzun yıllar dinmeyeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Birinci Dünya Savaşı öncesinde, büyük devletler, Osmanlı'nın da yıkılacağını öngörerek Ortadoğu'yu paylaştılar. Savaş sonrası Arap işbirlikçilerine suni devletler kurdurdular. İngiltere, Filistin topraklarında İsrail devletinin oluşmasına da destek vererek, işin iyice çığrından çıkmasına ve günümüze kadar devam eden düşmanlıkların filizlenmesine zemin hazırladı. Şimdi Bush ve ABD, o günün İngiltere'sinin yerini aldı. Türkiye'nin güneydoğusunu, İran ve Suriye'nin de bir bölümünü ihtiva eden Kürdistanharitaları elden ele dolaşıyor. Bugün hayal gibi görünen, yarın pekalâ hakikat olabilir. Pekibizneyapmalıyız? Elbette Irak'ın bütünlüğünü savunmalıyız... Elbette Kerkük'ün sadece bir Kürt kenti olmadığını vurgulamalıyız... Ama bir zamanlar ve hâlâ da dış politikamızı kilitleyen Kıbrıs'ın yerini, Ortadoğu politikamızda, "Kürtsorunu" almamalı. Ekonomik ve sosyal tedbirlerle güneydoğumuzu rahatlatmalıyız; temsili bir nitelik taşıyan Demokratik Toplum Partisi'nin üyelerinin Parlamento'ya girmesini sağlamalıyız. Talabani ve Barzani ile iyi ilişkiler kurmalıyız. Kısacası, içe dönük korkularımızdan sıyrılabilecek atmosferi geliştirmek suretiyle, Irak'ın geleceğine daha objektif bir biçimde bakabilmenin şartlarını hazırlamalıyız.