Lozan'da, Kürtler ve Türkler
Lozan Konferansı'nda, Türkiye, sadece gayrimüslimlerin azınlık olduğunu savundu ve Batı'ya da bu ilkeyi kabul ettirdi. Hedefe, Türklerin ve Kürtlerin tek bir millet olma şuurunu taşıması sayesinde ulaşabildik. Lozan'da, Türk heyeti, açıkça Kürtleri de temsil ettiğini söyledi. İsmet Paşa, Süleymaniye, Kerkük ve Musul sancağından oluşan Musul vilâyetinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bırakılmasını talep ederken, bu vilâyetin nüfusunun büyük ekseriyetle Türkler ve Kürtlerden meydana geldiğini vurguluyordu. İsmet Paşa, Musul vilâyetinde yaşayan 253 bin Kürt'ü, 146 bin Türk ile topluyor ve nüfus çoğunluğunun bizde olduğunu belirtiyordu. Türk heyeti, bu çoğunluğa dayanarak ve güvenerek, referandum yapılması teklifini dile getirmişti. Kürtler de Türkler gibi Misak-ı Milli hudutlarını savunuyor, Mondros Mütarekesi'nden hemen sonra işgal edilen Musul vilâyetinin Türkiye Cumhuriyeti'ne verilmesini talep ediyordu. Aşağıda, İcra Vekilleri Heyeti Reisi Rauf Bey'in 25 Aralık 1922 tarihli gizli celsedeki bir konuşmasını yayınlıyorum. Rauf Bey, ırka dayalı azınlık fikrinin kabul edilemeyeceğini şu sözlerle anlatıyordu: "İngilizlerinTürkveKürtleriimhaedebilmekiçingiriştiğiteşebbüslerinhepsibuikinecipmilletinvahdeti(birliği)karşısındaiflâsetmiştir.Dinkardeşi,kankardeşi,emelkardeşiolaninsanlarınkarşısındaerimiştir.BugünKürtiçinekalliyetmevzubahisetmek,Türkiçinekalliyettenbahsetmekdemektir." Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, Lozan Anlaşması'nın azınlıkların korunması maddesi görüşülürken, Kürt milletvekilleri, Kürtlerle Türklerin bir bütün oluşturduğunu, kardeş iki İslâm unsuru olduklarını dile getirerek, protestolarını Lozan'a iletmişlerdi. Büyük devletlerin, mutlaka bir paylaşım planları vardır. ABD destekli bir Kürt devletinin Kuzey Irak'ta kurulması da, muhtemel bir gelişme gibi görünüyor. Milletimizin farklı etnik unsurları oyuna gelmemeli, dün olduğu gibi, bugün de vahdetimizi korumaya çalışmalıyız.