Her şeyin başı eğitim
Hürriyet'in haberine göre, suikast emrini vermekle suçlanan Yasin Hayal'e, Emniyet'te Fatih Sultan Mehmet'in "Hoşgörü" fermanı okutulmuş, o da "Bunubilseydim,onuöldürtmezdim.ÇünkübizFatih'intorunlarıyız" demiş. Buna rağmen, daha sonra mahkeme girişinde, "OrhanPamukakıllıolsun" diye bağırmış. Yasin Hayal gibiler, daha ilköğretimden itibar en başlayan yanlış bir eğitimin ürünü. Görmüyor musunuz, Abbas Güçlü'nün düzenlediği Genç Bakış'a çıkan sözde üniversiteli gençlerin sordukları soruları? Aşırı bir milliyetçilik, ezberlenmiş sloganlar, antiemperialist bir tavır, yabancı düşmanlığı. Oysa bizim geçmişimizde, hem Türkiye Cumhuriyeti, hem de Osmanlı olarak hoşgörü dolu sayfalar var. Yabancıları müşfik bir biçimde kucaklayışımızın tek örneği de, Fatih Sultan Mehmet'in fermanı değil. Dışişleri Bakanlığı, "Türkiye'yeGüvendiler" ismini taşıyan bir kitap hazırla mış. Sadece Musevilere değil, başka ülkelerin insanlarına da -Macarlar, Polonyalılar- gibiTürkiye kucak açmış. Macar Prensi İmreThököly ile eşi, Osmanlı İmparatorluğu'na sığınarak, İzmit çevresine yerleşti. 1703 yılında eşi, 1705'te de kendisi İzmit'te vefat edip, İstanbul'da toprağa verildi. Avusturya'ya karşı başlattığı bağımsızlık mücadelesinde yenilgiye uğrayan Macar Kralı Rakozi ve beraberindekiler de Osmanlı İmparatorluğu'na sığındı; Tekirdağ'a yerleştirildiler. Rakozi'nin ölümünden sonra, Tekirdağ'dan ayrılan bir grup, Antalya'ya göç etti. Bugün, Antalya yakınlarında Gebiz adını taşıyan bir Macar köyü vardır. Köy sakinleri, şarapçılıkla iştigal etmektedir. 1722 yılından itibaren Rusya, Avusturya ve Prusya'nın Polonya topraklarını paylaşmaları üzerine, Polonyalıdirenişçibazısubayveaskerler, Osmanlı topraklarına sığındı. SultanAbdülmecit, bugün Beykoz ilçesi sınırları içinde bulunan 5 bin dönüm araziyi Polonyalı göçmenlere tahsis etti. Polonezköy denilen yerde, hâlâ 200300 Polonya asıl lı yurttaş yaşamaktadır. İsveçKralı12.Karl, 1709 Mayıs'ında, Rusya'ya yenilince, 4 bin kişiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu'na iltica etti. Tam 5 yıl ülkemizde kaldı. Bu yüzden Yeniçeriler arasında "DemirbaşŞarl" adıyla anılmaya başlandı. Geri gönderilmesi için Rusya ve Prusya'nın siyasi baskılarına Osmanlı hükûmeti göğüs gerdi. Nazi Almanyası'na karşı, çok sayıda Türk büyükelçisi, Musevilere yardım etti. Bunların arasında en bilineni, SelahattinÜlkümen'di. Ülkümen'in bu gayretlerine, Nazi askerleri Türk Başkonsolosluğu'nu bombalayarak cevap verdiler. Ülkümen'in eşi yaralandı ve aldığı yaralar yüzünden oğlunu doğurduktan sonra vefat etti. Ülkümen,42Yahudiailesininhayatınıkurtardı. Nazi zulmünden kaçıp ülkemize yerleşen önemli isimlerden biri Prof. ErnstHirsch'ti. 1933-43 yıllarında İstanbul Hukuk Fakültesi'nde, 1943-52 yıllarında Ankara Hukuk Fakültesi'nde çalıştı. 1943'te Türk vatandaşlığına kabul edildi. O günkü hissiyatını şu cümlelerle ifade etti: "Sevinmeknesöz!ÇokmutluydumveAtatürk'ününlücümlesi 'Ne mutlu Türküm diyene' döküldüdudaklarımdan." Yahudilere sadece Nazi zulmüne uğradıkları için kucak açılmadı. Katolik baskısına karşı da geçmişte himaye edildiler. Osmanlı Sultanı 1. Beyazıt, 15. Yüzyıl başlarında Sicilya'dan kovulan Musevileri, Osmanlı topraklarındaki Dubrovnik'e yerleştirdi. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettiğinde, Bizans yönetimi altında zulme uğrayan Musevi cemaati, onu büyük coşkuyla karşıladı. 1454'te, İstanbul Musevileri, Avrupa'daki Musevi cemaatlerine gönderdikleri mektupta, dindaşlarını, Hristiyanlıktaçektiklerieziyetleriterkederek,Türkiye'degüvenverefahbulmaya davet ediyordu. 1492'de, Sefardim Musevileri, İspanya Kralı Ferdinand ve Kraliçe İsabella tarafından İspanya'dan kovuldular. Ya Hristiyanlığı kabul etmeye, ya da ülkeyi terk etmeye zorlandılar. Onlara, Osmanlı Sultanı 2.Beyazıt yardım elini uzattı. Türkiye Cumhuriyeti, Bolşevik ihtilâlinden kaçan Ruslara da evsahipliği yaptı. Böylece, kimi kaynaklara göre 40 bin, kimi kaynaklara göre 150 bin veya 300 bin göçmenin hayatını kurtardı ve onlara iş buldu. Beyaz Ruslar denilen bu kişilerden biri, hissiyatını şöyle dile getiriyordu: "SpassiboConstantinople!Şükranİstanbul!Bizekollarınıaçtın,işbuldun,hayatımızıkurtardın.Senihiçunutmayacağızdünyagüzelişehir...BizRuslarolarakhiçbirzamanbukadariyilikvecömertlikgörmedik.Aslanınsoyluluğunu,gururunuvecesaretinibirarayagetirenTürkulusunaherzamanhayrankalacağız."
***
Farklı fikirlere, "vatanaihanet" gibi bakan, onları ezip yok etmek suretiyle vatanahizmet ettiğini düşünen "serserimayınların" ortadan kalkmasını ve tarihimize yakışır bir hale gelmek istiyorsak, sanırım ev velâ, bir sürü Ogün Samast yetiştiren eğitim sistemimizi süratle değiştirmeliyiz.