6-7 Eylül'ü hatırladık
Parti genel başkanlarının niçin Hrant Dink'in cenaze törenine katılmadıklarını konuşurken, bir yakınımız, 6-7 Eylül hadiselerini hatırlattı. 6-7 Eylül'de (1955), Rum vatandaşlarımız, saldırıya uğradı. En geniş çaplı olaylar, bu kişilerin yoğunlukla yaşadığı Taksim/Beyoğlu civarında meydana geldi. Dükkânların camları kırıldı, eşyaları talan edildi. Olaylara yeşil ışığı Demokrat Parti iktidarı yakmıştı. Çünkü, Türk halkının ilgisini, Kıbrıs'ta cereyan eden olaylara çekmek istiyorlardı. Ama, elbette protesto gösterilerinin çığrından çıkarak yağmaya dönüşeceği tahmin edilmiyordu. Bu raddeye gelinince, Yunanistan'dan özür dilemek gerekti ve İzmir'- deki Yunan Konsoloshanesi'ne bayrak çekilmek suretiyle, bir nevi özür dilendi. Çünkü, Yunan bayrağı da yakılıp yırtılmış, yerlere atılmıştı. Yunan bayrağını göndere çeken, Demokrat Parti döneminde İzmir Milletvekilliği ve bakanlık yapan babam Muammer Çavuşoğlu'ydu. O, doğru olan adımı atmış ve bir hatayı telafi etmek istemişti ama, Yassıada mahkemesinin kararında "6-7 Eylül olayları sırasındaki tutum ve davranışları" dolayısıyla, 2 yıl fazla ceza aldı. Biz Türklerin ne yapacağı bilinmez. Uluslararası ilişkiler açısından doğru olan bir adım, gün gelir aleyhinize delil olarak kullanılabilir. Ama her şeye rağmen, "Liderler cenazeye katılmalıydı" diyoruz. Katılmamaları, konunun seçimlerde istismara açık bir mesele olduğunu gösterir ki, bu da, Türkiye'de hâlâ "sakat bir milliyetçilik" ortamının var olduğu anlamını taşır.