Gözünün üzerinde kaşı var
TRT Genel Müdürü 1.5 yıldır tayin edilemiyor. Hükûmet bu işi savsakladığı için değil. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'e isim beğendiremiyoruz. Şenol Demiröz'ün Genel Müdürlüğü atanması da sancılı olmuştu. Çanakkale belgeselinde Atatürk'ün isminin geçmemesi, onu karalamak isteyenler tarafından yoğun bir biçimde kullanılmıştı. Keşke o tarihte, ideolojik tartışmalar yerine, Demiröz'ün meslekperformansı münakaşa edilseydi. Nitekim Demiröz, başarılı bir icraat yapamadı; TRT'yi 2. sınıf kanal olmaktan kurtaramadı. Ama hiç değilse istifa etmesini bildi. Hükûmet, daha sonra, RTÜK tarafından belirlenen İbrahim Şahin'i (Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı) cumhurbaşkanına sundu. Cumhurbaşkanı, RTÜK üyesi Özer Gürbüz'ün 65 yaşını geçtiği gerekçesiyle üyelik sıfatının olmadığını, dolayısıyla, İbrahim Şahin tercihinde kurum açısından bir sakatlık ortaya çıktığını belirtti; İbrahim Şahin'i veto etti. İbrahim Şahin, "Madem sorun Özer Gürbüz'ün yaşıydı" düşüncesiyle, yeniden aday oldu. Üstelik oy birliğiyle, CHP tarafından seçilen üyelerin de iştirakiyle aday gösterildi. Çankaya, gene Şahin'i veto etti. RTÜK'ün önerdiği diğer iki isim, Kemal Madenoğlu ve Muhsin Mete, İbrahim Şahin veto edilince, sıranın kendilerine gelebileceği kaygısıyla, Köşk'ten yeşil ışık alamadıkları için, adaylıktan çekildiler. RTÜK yeniden 3 aday belirledi: Ruhi Özbilgiç, Tahsin Aktı ve Hilmi Bengi. Ruhi Özbilgiç, şansızdı, çünkü Emin Çölaşan'ın ağzına düştü. Yani Çankaya'ya olumsuz bir referans gitti. Özbilgiç, Başbakanlığa gelen ve "Rüyamda şeyhimi gördüm" cümlelerini içeren bir dilekçeyi, herhalde özensiz davrandığı için YÖK'e göndermişti. Bu durum, Çankaya'nın gözünde onu bitirmek için kâfi geldi. Son olarak Hilmi Bengi, hükûmet tarafından Çankaya'ya sunuldu. Cumhurbaşkanı, Hilmi Bengi'yi de veto etti. Şunu da hemen ifade edelim ki, bu adaylardan hiçbirinin eşi örtülü değil. İmam Hatip mezunu da değiller. Ama itiraf edeyim: "Gözlerinin üzerinde kaşları var." Eee, bu durumda, Çankaya nasıl yeşil ışık yaksın!