Bayrağımda kanın Mehmet
"...Adın Mehmet... şanın Mehmet... Bayrağımda kanın Mehmet..." Şebnem ve Fatih Kısaparmak'ın beraberce güfte ve bestesini yaptıkları bu tempolu şarkı, Akgün Otel'in toplantı salonunda coşkuyla tekrarlanıyordu. Henüz Mehmet Ağar gelmemişti; ama hanımlar sloganlarla ve bu şarkıyla havayı ısıtıyordu. Teşkilâta mensup bir hanım, Mehmet Ağar'ı takdim ederken, birkaç özelliğini de sıraladı. Bir cümle dikkatimi çekti: "Hiçbir liderin girmeye cesaret edemediği Güneydoğu'nun her şehrine korkmadan giren kahraman liderimiz Mehmet Ağar." Bu sözler, "Ağar'ın Güneydoğu açılımıyla uyumlu mu?" diye düşündüm. Güneydoğu'nun korkulacak bir bölge gibi gösterilmesini ve bunun üzerinden hamaset yapılmasını biraz çelişkili buldum.
***
Ağar gelmeden Orhan Keçeli ve Celal Adan ile sohbet ettim. "DYP barajı geçer mi?" diye sorduğumda, her ikisinin de böyle bir endişeyi çoktan gerilerde bıraktığını gördüm. DYP, daha 2004 mahalli seçimlerinde 900'ü aşkın yerde belediye başkan adayı göstermemesine rağmen, % 10'un üzerinde oy almıştı. Dolayısıyla, baraj problemleri yoktu. Mehmet Ağar, birçok kişiyi şaşırttı ve şaşırtmaya devam edecek gibi görünüyor. "Anarşi ve teröre bulaşmak yerine, gelin siyaset yapın" çağrısı; asker-sivil ilişkilerinde siyasi otoriteyi vurgulaması... Dünkü konuşmasında da, kadın-erkek eşitliğine verdiği önemi anlatması. Ağar, salondaki erkeklere hitaben şöyle dedi: "Milletvekilliği seçimlerinde kota uygulaması yapılacak; herkes buna hazır olsun... 'Kadınlar başımızın tacı, yuvamızın süsü' gibi boş lâf etmenin zamanı geçti. Kadınlar bizim mücadele arkadaşımızdır." DYP Genel Başkanı daha önce dile getirdiği görüşleri de teyit eden bir vurgu yapmayı da ihmal etmedi: "Herkesin 'bizim' olduğu, herkesin 'bizden' sayıldığı, 'öteki'nin olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Biz herkesi meşru olarak görüyoruz. 70 milyon, eşit derece hisse senedine sahiptir bu topraklarda." Mehmet Ağar, eşi Emel Hanım'a verdiği değeri de her fırsatta gösteriyor. Kadınların tertip ettiği dünkü toplantıda da, gene hayat arkadaşına güzel bir rol biçti: "Bu hayatı eşimle paylaşmak ve onunla birlikte yürümek benim en önemli gücüm; en temel dayanağım." Ağar, gazeteci Nevval Sevindik'in, kadınların duygusallığını bir zaaf gibi gösteren erkekleri şikâyet etmesi üzerine ise şunları söyledi: "Gözyaşı dökmek zaaf değildir. Evlâtlarının hayat hakkı için gözyaşı döken analarla birlikte ağlamayan erkeğin siyasette ne işi var? Siyaset, şefkati, muhabbeti, merhameti, halkımızın sıkı sıkıya bağlı olduğu bu değerleri var etme yoludur." Erkeğin kalbine giden yol belki midesinden geçer ama, kadını kazanmanın yolu, onun duygularına hitap etmektir. Mehmet Ağar, bu işi iyi biliyor.