Erdoğan doğru olanı yaptı Papa'nın ziyareti, Türkiye'de büyük endişe yarattı. Bir yandan Benedictus'un kişiliği, sarf ettiği İslâm aleyhtarı sözler, öte yandan Patrik Bartholomeos ile görüşmesinin ve kiliseler arası işbirliğinin ön plana çıkması, birçok kişinin tedirginlik duymasına yol açtı. Üstelik, öteden beri zihinleri kurcalayan "ekümeniklik", bu kavrama bazılarınca atfedilen "devlet içinde devlet olma" anlamı yüzünden kafaları iyice karıştırdı. Ve tesadüfen Tayyip Erdoğan'ın Nato zirvesi için yurt dışında olacağının duyulması, Abdullah Gül'ün de aynı gerekçeyle Papa ile buluşamaması, tedirginliği artırdı. Neredeyse, "Papa'nın istenmeyen kişi" ilân edildiği izlenimi doğdu. Ama, Başbakan'ın havaalanında Papa ile buluşması, "Erdoğan 'Oy kaybederim' endişesiyle kaçıyor" iddiasını boşa çıkarttı. Yabancı basına yansıması muhtemel spekülasyonları ortadan kaldırdığı gibi, bu ziyaretin, Türkiye lehine bir fırsat haline dönüşmesi imkânını da yarattı. 1 milyar nüfuslu Katolik camiasının ruhanliderini bir Müslüman ülkenin ağırlaması, dünyaya verilecek en güzel mesaj. Şunu da hemen söyleyeyim, Benedictus'un "cihad" ve "terör" kavramlarını karıştırarak, "Hz. Muhammed'in dinini" küçümser bir edayla konuşmasının hemen ardından gerçekleşen böyle bir ziyareti, ancak, Türkiye gibi "İslâm" ve "hoşgörüyü" bağdaştıran bir ülke kaldırabilirdi. Ne kadar övünsek azdır. Papa'nın, bizi tahrik için böyle konuştuğunu, bir nevi "canlı bomba" gibi ülkemize geldiğini, bir terör eylemine muhatap olmayı adeta istediğini, çünkü bu şekilde kutuplaşmayı atırarak, müşterek düşman haline gelecek İslâmiyet'e karşı, Katolik ve Ortodoks işbirliğinin kolayca gerçekleşeceğini ileri sürenler bile çıktı. Komplo teorileri insanların ilgisini çekiyor ama, çoğu zaman gerçeklere ters düşüyor. Papa ziyaretini kazasız belâsız atlatırsak, iddialar geçmişte kalırken, Türkiye, bu işin içinden çeşitli "artı"larla çıkmış olacak. Kardinal Ratzinger sıfatıyla ülkemizin AB üyeliğine muhalefet eden Benedictus'un, bugün aynı konuda Tayyip Erdoğan'a olumlu mesaj vermesi, Türkiye'nin en önemli kazancı. 2 bin gazetecinin ülkemize gelmesi, Türkiye'nin tanıtımına hizmet ederken, Papa'nın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ile görüşmesi ve Sultanahmet Camii'ne gitmesi, dinler arası diyaloğun zemini olarak ülkemizin ön plana çıkmasını sağlayacaktır.
Papa'nın ziyareti, Türkiye'de büyük endişe yarattı. Bir yandan Benedictus'un kişiliği, sarf ettiği İslâm aleyhtarı sözler, öte yandan Patrik Bartholomeos ile görüşmesinin ve kiliseler arası işbirliğinin ön plana çıkması, birçok kişinin tedirginlik duymasına yol açtı. Üstelik, öteden beri zihinleri kurcalayan "ekümeniklik", bu kavrama bazılarınca atfedilen "devlet içinde devlet olma" anlamı yüzünden kafaları iyice karıştırdı. Ve tesadüfen Tayyip Erdoğan'ın Nato zirvesi için yurt dışında olacağının duyulması, Abdullah Gül'ün de aynı gerekçeyle Papa ile buluşamaması, tedirginliği artırdı. Neredeyse, "Papa'nın istenmeyen kişi" ilân edildiği izlenimi doğdu. Ama, Başbakan'ın havaalanında Papa ile buluşması, "Erdoğan 'Oy kaybederim' endişesiyle kaçıyor" iddiasını boşa çıkarttı. Yabancı basına yansıması muhtemel spekülasyonları ortadan kaldırdığı gibi, bu ziyaretin, Türkiye lehine bir fırsat haline dönüşmesi imkânını da yarattı. 1 milyar nüfuslu Katolik camiasının ruhanliderini bir Müslüman ülkenin ağırlaması, dünyaya verilecek en güzel mesaj. Şunu da hemen söyleyeyim, Benedictus'un "cihad" ve "terör" kavramlarını karıştırarak, "Hz. Muhammed'in dinini" küçümser bir edayla konuşmasının hemen ardından gerçekleşen böyle bir ziyareti, ancak, Türkiye gibi "İslâm" ve "hoşgörüyü" bağdaştıran bir ülke kaldırabilirdi. Ne kadar övünsek azdır. Papa'nın, bizi tahrik için böyle konuştuğunu, bir nevi "canlı bomba" gibi ülkemize geldiğini, bir terör eylemine muhatap olmayı adeta istediğini, çünkü bu şekilde kutuplaşmayı atırarak, müşterek düşman haline gelecek İslâmiyet'e karşı, Katolik ve Ortodoks işbirliğinin kolayca gerçekleşeceğini ileri sürenler bile çıktı. Komplo teorileri insanların ilgisini çekiyor ama, çoğu zaman gerçeklere ters düşüyor. Papa ziyaretini kazasız belâsız atlatırsak, iddialar geçmişte kalırken, Türkiye, bu işin içinden çeşitli "artı"larla çıkmış olacak. Kardinal Ratzinger sıfatıyla ülkemizin AB üyeliğine muhalefet eden Benedictus'un, bugün aynı konuda Tayyip Erdoğan'a olumlu mesaj vermesi, Türkiye'nin en önemli kazancı. 2 bin gazetecinin ülkemize gelmesi, Türkiye'nin tanıtımına hizmet ederken, Papa'nın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ile görüşmesi ve Sultanahmet Camii'ne gitmesi, dinler arası diyaloğun zemini olarak ülkemizin ön plana çıkmasını sağlayacaktır.
