Pepe, Don Kişot gibi olmasın Orman Bakanı Osman Pepe ile telefonla konuştum. Pepe'yi, Fazilet Partisi döneminden iyi tanırım. Hem dürüst hem de atak bir kişiliği vardır. Daha o tarihlerde Atatürk Orman Çiftliği'ndeki yağmayı dert edinmiş, uzun raporlar hazırlamıştı. Bakan olunca, Kemer Country'i hedef aldı; ormandan kiralanan arazideki tesislerin, amaca uygun kullanılmadığını söyleyerek, bu sitede yaşayanların ayrıcalığına son vermek istedi. Ama, sıradan vatandaşın, tesislerden serbestçe yararlanmasını sağlayamadığını sanıyoruz. Şimdi sıra geldi Acarkent faciasına. Osman Pepe, % 6'lık iznin, % 96'ya genişlemesinden hareketle, ruhsatların iptâli yönüne gidilebileceğini söylüyor. 9 ay süren teftiş neticesinde, çok sayıda bina ve işyerinde yapılaşma izninin aşıldığı ortaya çıkmış.
***
Evvelki gün, 1/1000 ölçekli plan notuna, Acarkent'in inşa edildiği saha ile ilgili olarak, "Sosyal tesisler, yollar, ticarbinalar % 6 oranının dışındadır" yazıldığını ve "bu yolla aşırı yapılaşmaya gidildiğini" yazmıştık. 1980'lerin ikinci yarısında başlıyor Acarkent'in hikâyesi. Ve her yönetim, adım adım bu usulsüzlüğe doğrudan veya dolaylı bulaşıyor. Osman Pepe'nin Acarkent ile ilgili önemli bir şey yapabileceğini tahmin etmiyorum. Çünkü çoğu binanın iskânı bile var. Ayrıca, Acarkent genişlerken, Anıtlar Kurulu'ndan dahi onay alınmış. Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül'den, 1995'te, İstemihan Talay'ın Beykoz'u sit alanı ilân ettiğini duyunca doğrusu şaşırdım. Tam bir komedi. Sit alanı olmaması gereken bir yeri, sit alanı ilân ediyoruz; sonra da Anıtlar Kurulu'nun izniyle o araziyi görülmedik bir biçimde tahrip ediyoruz. Orman Bakanı Pepe, Acarkent'te amacına ulaşamasa bile, herhalde Acaristanbul'un önünü kesecek.Pepe'ye, Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül'ün görüşünü aktardım. Buna göre, Acaristanbul'da yapılaşma, yollar dahil ancak % 6'yı buluyor. Pepe, bana bir Yörük hikâyesiyle cevap verdi. Adamın biri, yolda karşılaştığı ak saçlı Yörük dedesine, "Selâmlar köyüne ne kadar zamanda gidilir?" diye sormuş. Dede, "Hele bir yürü bakayım, hızını göreyim, ona göre sana söylerim ne kadar zamanda gideceğini" demiş. Osman Pepe sözünü, "Bu adamların nasıl yürüdüğünü biliyoruz. Acarkent % 6'dan % 96'ya çıktığına göre... Acaristanbul'da tıraşladıkları yerlere bakarak, % 6 oranını aşacaklarını söyleyebilirim" diye bağladı. "Gariban yapınca tepesine biniliyor... dolayısıyla, zengine de müsamaha yok" düşüncesinde Pepe. Bakanı fevkalâde kararlı buldum. "Minareyi çalıp, kılıfını hazırladılar ama, biz minareyi alacağız, kılıf ortada kalacak" şeklinde konuştu. Bakalım Orman Bakanı güçlülere karşı verdiği mücadelede başarılı olacak mı? Yoksa Don Kişot durumuna mı düşecek?
Orman Bakanı Osman Pepe ile telefonla konuştum. Pepe'yi, Fazilet Partisi döneminden iyi tanırım. Hem dürüst hem de atak bir kişiliği vardır. Daha o tarihlerde Atatürk Orman Çiftliği'ndeki yağmayı dert edinmiş, uzun raporlar hazırlamıştı. Bakan olunca, Kemer Country'i hedef aldı; ormandan kiralanan arazideki tesislerin, amaca uygun kullanılmadığını söyleyerek, bu sitede yaşayanların ayrıcalığına son vermek istedi. Ama, sıradan vatandaşın, tesislerden serbestçe yararlanmasını sağlayamadığını sanıyoruz. Şimdi sıra geldi Acarkent faciasına. Osman Pepe, % 6'lık iznin, % 96'ya genişlemesinden hareketle, ruhsatların iptâli yönüne gidilebileceğini söylüyor. 9 ay süren teftiş neticesinde, çok sayıda bina ve işyerinde yapılaşma izninin aşıldığı ortaya çıkmış. 
