Büyük oğlan okuldan geldi geçen gün; ''Anneeaa ben ergenliğe giriyormuşum, haberin olsun... Evden falan kaçarsam panik yapma tamam mı!'' dedi. Ağzım açık kaldı... Kapadıktan sonra şaşırmış bir halde; "Nasıl ya? Nerden çıkardın oğlum bunu?'' diye sordum. Cevaplarını dinledim ve oturdum klavyenin başına... Konu kulağıma kadar gelmişti kendi ayağıyla... 'Eskiden ergenlik var mıydı?' diye düşündüm uzun uzun. Valla benim zamanımda yoktu. Yaşantı olarak anne babamıza tabi idik. Kararı ebeveynler verirdi çocuklar buna uyardı. Söz hakkı büyüklerimize aitti. Okuldan eve gelirdik. Sonra ödevler yapılır, anneye yardım edilir, sofra hazırlanır, toplanır, birazcık televizyon izlenir ve erkenden de yatılırdı. Şimdikiler cin gibi maşallah. Başlarına buyruklar. Ne derlerse o olsun isteyen tipler, binbir türlü tripler. Göstermelik adı ergenlik... Okuldan, sanki anne babasına bakmak için okuyormuş edasıyla gelenler, evde darmadağınıklıklar, uzun telefon konuşmaları, msn muhabbetleri, baş ağrıları... Pes... (Benim başım yirmibeşten sonra ağrımaya başladı. Büyüyüp hayatın gerçekleriyle karşılaşın bakalım da ağrı neymiş görün :) Bizim canımız palıcan mıydı? Biz niye anlamadan girip çıktık ergenliğe. Kıskanıyor değilim... Kapris yapamadan, problem çıkaramadan gül gibi ergenliğim uçtu gitti diye bir kuyruk acım yok. Tamam ben de isterdim biraz ebeveynlerimin canlarını sıkayım... Uğraştırayım... Ama olmadı bir kere, tren kaçtı... Uyanamadık. Uyandırmadılar. Ben kendi çocuklarımı da uyandırmamaya kararlıydım ama okul olayını gözden kaçırmışım. Orda bilinçlendirmişler çocuğu"Size okulda bunları mı öğretiyorlar?" dedim "Evet" dedi... Çocuğa ergenliğin başını sonunu, dıdısıdın dıdısını öğretmişler... Burada yeğenim Ilım'ın da "Teyzeaa bize bugün doğumu maketlerle anlattılar... Kustum... Ben dourmiycaaam.'' deyişini aktarmak istiyorum çünkü iyi bir kanıttır. İnsaf çocuk daha 6. sınıf... (Biz de leyleklik değildik ama çocuğun nerden çıktığını bilmeden büyüdük.) Tıbbi gerçeklere karşı değilim ama bu kadar hayatımıza girmemeli bence... Ya belki benim çocuğum evden kaçmayacak, sönük geçirecek dönemceğizini... Niye bilgilendiriyorsun? Bir de bu yetişkinliğe ilk adım evresi oniki yaşından başlayıp yirmi yaşına kadar sürüyormuşmuş. Kızlarda daha da erken başlarmışmış. (Tarih veriliyor çocuğa resmen.) Oldu! Sekiz yıl... Bu durumda ben yirmidört yıl ergenekoncam. ( 3cücük var ya :) Bitmek bilmez artık. Diyorum ki bu bilgiler çocuklara değil velilere verilmeli... Lazım olursa kullansınlar diye... Her yerde bas bas bağırmak çok mantıklı değil. Fazla bilgi göz çıkartabilir... Ped reklamları da bu konunun kapsamına sokulabilir... Çocuğun, reklamları izleyip "Bu ne?" demesi ayrı bir dert, zaten bildiği için, hiç birşey sormasına gerek kalmaması ayrı bir dert. Durla durak lazım bazenBir jenerasyon sonrası daha beter bir dertle aynı yatakta uyanacak. Gidişat gösteriyor ki her şey günden güne zorlaşacak. O zorlaşan levelları da biz ana babalar atlayacağız... Zaten televizyon, bilgisayar ve gazeteden kapasitelerini aşacak kadar bilgi alıyorlar... Gereksiz bilgi yoktur demeyin, biliyorum ama zamansız bilgi vardır. İşte bu zamansız bilgiler hedefini şaşabilir, amacını aşabilir... Uyandırmayalım sabileri... Bırakalım girdikleri dönemin ne olduğunu bilmesinler... Zevkleri doğrultusunda spor ve sanat yüklemeleriyle yorup, çeşitli sorumluluklar vererek boş kalmalarını engelleyelim. Bununla engelleyemediklerimize de yaşıtlarının ev geçindirmek için çalışmak zorunda olanlarını gösterelim. Hastalıklarla mücadele edenlerden örnek verelim. Afrika'daki aç çocukların ergenliğini düşündürelim... Yapalım...