Birileri yolsuzluklarını saklıyor, birileri yazması gerekenleri yazmıyor.
Politika ve gazetecilik aynı kaptan yiyor.
Oysa, yanağını politikacıya uzatan adamın yaptığı gazetecilik değildir.
Bunu bütün dünya biliyor.
***
Demokrasi pazarı kuruluyor.
Parası olana satılıyor demokrasi, ya da arkasında politikalarının temsilcisi olanlara.
Namuslu insanlar için, "Kaybedenlerin kazanmış sayıldığı" bir masaldır demokrasi.
Üzerine, "İyiler mutlaka kazanır" sosu eklenmiş.
***
Doktorun biri, "14 yaşındaki kızlar evlensin" diye yasa teklifi veriyor.
Aynı adam, birkaç adım attıktan sonra, kendini ele veriyor.
Hüseyin Üzmez'in taciz ettiği ileri sürülen 14 yaşındaki kız için, "Psikolojisi bozulmadı" raporunu veren de aynı şahıs çünkü.
Adli Tıp Kurumu'nun başındaki beyefendi.
***
Bu ülkede kime güveneceksiniz?
Kendinden olanı koruyan yandaş politikaya mı?
Kurumların başındaki şahsiyetlere mi?
Camcı dükkanına giren fillere bile, "görmedik" diyen topluma mı?
Yoksa, namusu ve şerefi üzerine yemin edip, olayları seyreden politikacılara mı?
Söyleyin kime?
***
Bu ülkede güneş battı.
İhanete uğramış bütün ülkelerde olduğu gibi, karanlıklar ülkeye egemen oldu.
***
"Çocuk doğurun" demek kolay da...
Güneşin yeniden doğması için, çok uzun yıllara ihtiyacımız var. Çook!