Amerika'nın yeni başkanı Obama...
Amerika'da resimler ve isimler değişir politika değişmez.
Bu seçimdeki en anlamlı gerçek, daha güler yüzlü bir resmin, çerçeveye girmesi...
Ve zalimliğin katıksız temsilcisi Bush'un yaverinin kaybetmesi.


Biz bu politikanın neresindeyiz?
Amerika'nın bizim üzerimizdeki etkisinin, asla değişmeyeceğine şüpheniz olmasın.
Biz yine, birbirine söven politikacılarımızın heybetli gösterilerine sahne olacağız.
Zamların günahını kadere yükleyen seçmenler memleketi olmaktan asla kurtulamayacağız.
Doğalgazın "dolargaz" olmasındaki sihre, boynumuzu bükeceğiz.
Hala oy verdiğimiz partiyle, "hayat koalisyonu" kurup, koltukları onların, taştan yastıkları bizlerin almasına alkış tutacağız.


Varsın bodur şubat canımıza okusun.
Eşkıya mart, çocuklarımızı ayazda bıraksın.
Yüreğini kezzap gibi yakan sefaletle ısınmayı öğrenenler için, bunlar sıradan şeyler.


Ya bozulan barışımız?
İki kaşımızın arasına çatılmış silahlar yetmedi, şimdi kendimizi korumak bahanesiyle elimize tutturuyorlar silahı.
Amerika'nın ağzının içine bakan politikamız, karanfilli sözcükleri terk edeli çok oldu.


Amerika'nın güler yüzlü, yakışıklı başkanı, bu sabah gazetelerimizin parlak manşetlerini donattı.
Sanırsınız ki, dünya, yeniden kuruldu ve Obama'nın güneşi, ülkemizi ısıtacak.
Meselenin özü, siyahi birinin başkan olması. Obama'nın ezilenin yanında duracak havası...
Beyazlardan göremediğimiz insanlığı, yeni birinden görecek olmanın ümidi.


Politika, çok yüzlülüktür.
Seçimlerden önceki resimlerle, başkanlık koltuğuna oturduktan sonraki gerçekler arası çelişkilerle doludur.
Önümüz kış!
Ülkemiz, donuk mevsimlere gebe.
Martılar kışın kıyametini haber verirken duymayanlar, Obama'nın başkanlığının, zor geçecek kış için kendileriyle temasa geçeceğini zannetmesin.
Amerika, ruhunu işgal ettiği topraklarda, toplum huzuruna ve refahına parmak oynatmaz.
Başkanın adı ne olursa olsun!