Yollarımızın dar zamanıydı, ülkemizin zor zamanı.
Tahta kılıçlı savaşlarımız vardı, karıncayı bile incitmeyen.
Pencereler tek gözdü, insanlar tok gözlü.
O zamanlar böylesine ahlaksız bir politika yoktu, insanlar birbirine kırdırılmamıştı.
14 yaşındaki kızın ırzına geçen adamları kollayanların yüzüne tükürürdü zaman.
***
Yoksul sofralarda zengin düşlere yaslanırdık.
Dudaklarının arasına açlığını saklayan, onurlu insanlar korosuydu mahalleler.
Çalmazdı, çırpmazdı, şimdiki deyyuslar gibi.
Kuşlarla paylaşırdık dünyamızı, puştlarla değil.
***
Her dalda çiçek açardık, çocukken de kaçardık dinin politikasından.
O yüzden bütün insanları sevdik.
Asla el vermedik cana kıyanlara, insanları diri diri yakanlara.
Abilerimiz Amerikan askerlerini denize dökerken "hain" ilan edildi de, şimdi Amerikan subaylarına erlik yapanlara kahraman deniyor.
İhanetin uşakları, sırtına kurşun yağdırıyor ülkemizin.
***
Yollarımızın dar zamanıydı, sevdaların kor zamanı.
Hayatı süslemenin nakışını işlerdi anneler.
Kır kokardı çocuklar, dedeler sır kokardı.
Kalleşlik yoktu şehirler arasında, kardeşlik vardı. Ha Diyarbakır, ha İzmir! Kızılderili olmayı severdik, politikanın padişahlarına inat.
O yüzden hiç güçlüden yana olmadık, haklının saflarını tuttuk.
***
Şimdi yollarımız geniş, yürekler dar.
Şimdi kendinden olan namussuzu koruyanların zamanı.
Zaman bu zaman!
Zaman kirli zaman.
"Artık eski delikanlıları bu memlekette görmek zordur beyim!"
Kendi benliğini yitiren bir toplumdan, içler acısı kesitler.
Haksızlığa karşı durmak mı dediniz! O eski bir deyim!