Tam yerine manzara koymak gibi bir şey! "Mustafa" filmi tartışması yaşanıyor şu sıra.
Sistem birilerinin yaptıklarını öyle güzel pazarlıyor ki! Kendi markanı kendin yarat kampanyasında, tek amaç vardır: Para! Böyle bir düzende, Mustafa'yı yakında "Mıstık" yaparlar...
Rakı şişelerinin arasında, "Yağ satarım, bal satarım" oynatırlar.
Şimdiden kaç gönüllü sponsor çıktığını, tahmin bile edemezsiniz!
***
Turkcell bu filme sponsor olmamış.
Olmaz, kime ne? Turkcell'i suçlayanlar kendileri olsaymış.
Maksat, kutsal bir değere sahip çıkmaksa, film hakkındaki "pazarlama tekniklerini", filmi izledikten sonraya bıraksalarmış! Bu filme sponsor olmayanı Atatürk düşmanı gibi göstermekle, filmi izledikten sonra karar vermek arasında, gerçekler duruyor.
***
Ayrıca bizler bu ülkede, Atatürkçü geçinen gazeteler, yayın yönetmenleri ve patronları da gördük.
Cumhuriyet Bayramları'nda gazetelerin birinci sayfalarını süslemekle, değerlere sahip çıkılmıyor.
Seçim mevsimlerindeki pazarlamacı sistem, tarihi bir kanıttır.
Çağ atlatma masalıyla, bizleri bir uçurumun kenarına iteklediler.
Şimdi karanlık ve bölünme ihtimali yüksek bir ülke olduysak, bugünler dünlerin eseridir.
***
Mustafa Kemal, sponsoru olmayan bir hayat filmidir bizler için.
O yüzden, "Fiyatı neyse veririz koçum" lafını hiç sevmeyiz.
Çünkü o sevginin fiyatı da yoktur bizler için. Sponsoru da...