Amerikan kaynaklı dünya krizi sağlam bilinen pek çok ülke borsasını yerle bir etti. Tabi İMKB de bu düşüşten nasibini fazlasıyla aldı. Ekonomi dünyası henüz rahatlamış değil. ABD hükümetinin krize para akıtmasıyla durulan piyasalar Cuma gününü şahlanışla kapattılar. Fakat bu büyük kriz dalgasında her daim felaket tellallarının olduğu Türkiye, onları beklediği kadar büyük bir yara almadan çıktı. Cari açık fazlası yüzünden kağıttan kaplana benzetilen Türk ekonomisinin krizi daha derinden hissetmesi beklenirken, beklenti sahiplerinin arzuları gerçekleşmedi. Hani geçmişte İlhan Selçuk'un "ekonomik kriz çıksa da bunlar gitse!" temennisinin gerçekleşmesi için uygun bir ortam oluştu. İMKB'den bir haftada 13 milyar dolar paranın çıktığını gördük. Rusya ve Çin gibi cari fazla veren ülkelerin borsaları daha büyük darbe alırken Türkiye neden beklendiği kadar büyük bir çöküş yaşamadı? Bugünlerde her olumsuz olaydan iktidara pay çıkarmaya alışanlarda büyük bir hayal kırıklığı yaşandığını görüyoruz. Kimse olayın bu cephesini bakmıyor. Petrol gelirleri yüzünden büyük bir para fazlasına sahip Rusya borsasını kapatacak kadar büyük bir çöküş yaşarken, dünyanın en büyük üretim üssü Çin aşağı gidişi bir türlü durduramazken Türkiye neden daha az etkilendi acaba? Bir yığın teknik ve ekonomik kavram ile kafamızı doldurabilirler ama bu son kriz bize gösterdi ki artık Türk ekonomisi çok sağlam bir zeminde ilerliyor. Yapısal sorunlar yaşamasına rağmen, eksikliklerine rağmen son yıllarda alınan mesafeyi bu krizden daha iyi test edecek bir yöntem bulunamazdı. Bütün gelişmiş ekonomiler yerle bir olurken biz fırtınada sallandık ama yıkılmadık. Oysa yakın tarihimiz bırakın fırtınayı meltemde bile karaya vuran ekonomik krizler ile dolu. Bu kadar büyük çaplı kriz bir yana Rusya'da yaşanan bir mali sıkıntı bile Türkiye'de deveülasyon yapılmasıyla, kurların ve faizlerin patlamasıyla sonuçlanıyordu. Ve tüm bu perişanlıkların faturasını da her zaman sizler, bizler yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ödüyordu. Bu krizlerde önlem alamayan bürokrasi, krizlerin gelişini seyreden siyaset değil halk zarar görüyordu. Sıradan vatandaş bu olan bitenden bana ne diyemez! Türkiye geçmişte olduğu gibi bu fırtınaya yakalansaydı faizler patlayacak, döviz kurları zıplayacaktı. Kredi kullananlar yanacak, aldığımız tüm ürün ve hizmetlerde inanılmaz fiyat artışı olacaktı. Siyasi ve ekonomik istikrarın bizlerin cebine en bariz yansıması bu. Krizi küçük bir dalgayla atlatmış görünüyoruz. Kriz henüz bitmedi ama görülüyor ki hem bizim bağışıklık gücümüz yüksek hem de ekonomimiz gerçekten dayanıklı. Ekonomiyi yorumlarken kendi batışını bile bilemeyen batılı finans baronlarının ağzına bakan yerli ekonomi yorumcuları da artık biraz daha gerçekleri algılarlar sanırım. Türkiye batmadı diye üzülenlerimiz var bu ülkede. Acı ama gerçek bu. Ama onlar yine de üzülmeye devam edecekler, çünkü Türkiye onların beklediği zayıf ve edilgen ülke değil artık.