Sayın Başbakan!
Bence kapatılma davasından parti olarak zaferle çıktınız!
O zaferi topluma yaşatmak boynunuzun borcudur.
Huzur ve kardeşlik ortamıyla...
Kutuplaşmadan...
Kazananın borcunu ödemediği yerde, kazanmak zafer sayılmaz çünkü!
(Bir öğretmen)
***
Sayın Başbakan!
Kapatılma davasından ders alması gereken iki kişi var.
Biri siz, biri Deniz Baykal!
Eğer ülkenin insanları için sevdalıysanız. Bu nefret niye?
Tokalaşmak da politikaya dahil!
(Bir ev kadını)
***
Dik durmanın Nobel Ödülü'nü size veriyorum Sayın Başbakan.
Oyumu size vermesem de...
(Bir işçi)
***
Sayın Başbakan!
Ülkenizi partinizden çok sevdiğinizi görmeliyim.
Yoksa atlıkarıncaya binip, aynı mahkemeler, aynı huzursuzluk etrafında dönüp dururuz.
(Bir öğrenci)
***
Sayın Başbakan!
Arkanızda size inanan topluluklar varken, partiniz kapatılsa bile kaybetmiş sayılmazdınız!
(Bir emekli)
***
Sayın Başbakan!
"Terörün adını anmayın" diyorsunuz da.
Terörün adını anmak mesele değil.
Terörün önünü almak mesele.
Bu da sizin göreviniz!
(Bir anne)
***
Sayın Başbakan.
6'dan 5 çıkarsa 1 kalır.
6 ile 4'ü toplarsak 10 yapar.
10'dan biri çıkarırsak 9 kalır.
Her türlü şartta bariz yenilgi.
Ama hukuk ve demokrasi zaferi...
Bence bu karardan çıkan tek sonuç; yasaları değiştirmek olmalı.
(Bir mühendis)
***
Sayın Başbakan!
Maksat yaşlanmaksa, yaşadım.
Maksat yaşamaksa yaşlandım.
Ama şu bir yılda,ömre bedel yaşlandım.
Beni uçurum kıyısından, dost ve kardeşlik bahçesine çıkartacak eli arıyorum. Uzatır mısınız?
(Bir vatandaş)