Dün, parti kapatma devrinin sona erdiği bir gün yaşandı.
AKP'ye bir ihtar ve Hazine yardımının kısmen kesilmesi...
Bence önemli bir sorun kapandı.
Mahkeme AKP'yi kapatmadı ama "ön yargı kanallarını" kapattı.
Kapatma kararından sonra, adalete güvensizlik çığlıkları atanların, bu mahkemeye bir özür borcu var.
***
Artık önümüze bakmalıyız, çünkü önümüzde dağ gibi sorunlar var.
Üstü örtülen ekonomik bir sefalet.
Her gün biraz daha palazlanan terör.
Ve birbirine yabancılaşan bir toplum.
***
Bundan sonrasında, acılı vatandaşları bağrına bastığı resimlerdeki gibi, kelebek sükunetinde bir Başbakan bekliyoruz.
Daha anlayışlı bir iktidar partisi.
Hep aynı nefret ve hiddet nakaratlarından bıktık.
Daha anlamlı söylemler üreten ve barış yanlısı bir muhalefet bekliyoruz.
Her şeyden önemlisi, bütün kurumların ve partilerin katılımıyla oluşturulacak çağdaş bir Anayasa bekliyoruz.
Üçüncü dünya ülkesi olmaktan kurtulmak istiyorsak eğer!
***
Parti kapatma davasının başladığı günden sonra geçen zaman, ülkemizin yarınlarından çalan zamandır.
Huzurundan ve kardeşliğinden çalan zamandır.
Şimdi zamanı katlayıp, ikiye bölüp, elimizde kalanları toplarsak, ne kadar borçlu çıkarız acaba?
Yerimizde saydığımız günleri dev adımlarla alacağımızı düşünmek, iyimser olur ama...
Kapatılmayan AKP'ye, bu açığı kapatmak düşüyor.
Bu güç onlarda mevcut.
***
O yüzden...
"Gölgelerin üzerimize geldiği en zor zamanlarda...Güneşin doğuşuna binlerce kez şahit olduk" diyen Sayın Başbakan'ın...
Güneşin doğum gününe, bütün ülkeyi davet etmesini bekliyoruz.
Yarından sonrasının aydınlık, çağdaş ve huzurlu Türkiye resimleriyle donatılmasını bekliyoruz.
Güneşin yükselmesini istiyorsa eğer!