Şubat ayının son günlerinde 'Küçük bir keşif yapalım' dedik. Aytepe'den Servetiye Köyü'ne indik, Menekşe Yaylası'na çıktık. İstanbul'da baharın hissedilmeye başladığı bir zamanda böyle bir kar parkurunu anlatmak tuhaf gelebilir. Ne var ki İstanbul'da kar olmasa da yakın dağlarda hâlâ kar var.
KİŞİ BİR ARADA...
Saat 11 gibi Aytepe'deki Sinan'ın yerine ulaştık. Sinan, dağ başında tek başına yaşayan, kısıtlı imkanlarıyla grup olması durumunda 15 kişinin kalabileceği bungalow yapmış. Sinan'dan tarif alarak kulübelerin solundan yamaca asıldık. Ama tahminimizden fazla kar var. Batonumu bastırdığımda bir metre kadar boy veriyor ki bu bazı noktalarda 1.5-2 metreyi bile bulabilir. Lodosun ve nispeten sıcak havanın da etkisiyle fazla batan ve yürümeyi zorlaştıran bir parkur olacağı belli. 360 derecelik bir ring yapacağımız için sürekli sağ patikalara girerek ve karşı yamaçları, Menekşe Yaylası sırtlarını görerek ilerliyoruz. Normal koşullarda 5 saat sürecek bir mesafe bizim için belki de çok daha uzun sürebilir diye düşünüyoruz. Bazen Mehmet öne geçerek iz açıyor o yorulunca ben öne geçiyorum. Ağrı Dağı'na çıkarken rehberimiz, "Ağrı'da görünen mesafe aslında göründüğünün 6 katıdır" demişti. Gerçekte de bir buruna çıktığımızda önümüze bir vadi daha çıkıyor. Onu aşınca kanyonun üstüne ulaşıp yamaca geçeceğiz diye düşünüyoruz. Çünkü dediğimiz yer yolumuzun aşağı yukarı yarısı. Ama her seferde başka bir vadi ile karşılaşıyoruz.
ORMAN YOLU OLABİLİR
Muhtemelen karlar kalktığında bir orman yolu bile olabilir. Karşı yamaçtaki patikaya bakıyoruz. Ya gözüken patika iyice Menekşe Yaylası'na doğru giderse akşama araca ulaşır mıyız diye endişeyle birlikte şakalaşıyoruz . Yolumuz üzerinde çeşit çeşit hayvan izleri var. Ben hiç anlamam. Mehmet arkadaşım şu iz şu hayvana ait gibi tanımlamalar yapıyor ya ben hiç ilgilenmiyorum.