'Vecdi Gönül biliyordu' iddiası
Erkan Mumcu bir iddia ortaya attı. "GenelkurmayBaşkanlığıbildirisinidahaöncedenVecdiGönülbiliyordu" dedi. Bu çok ağır bir suçlama. İster istemez gerilere gittik. Demokrat Parti döneminde görev yapan iki Milli Savunma Bakanı'nı, ŞemiErgin'i ve EthemMenderes'i hatırladık. Milli Savunma ba kanları, askerle kolay ilişki kurabiliyor ve kendilerini sevdirebiliyor. Zaten antipatiler biraz da birbirimizi tanımamaktan doğuyor. Her neyse... Hem Şemi Ergin hem de Ethem Menderes, askerin itimadını kazanmıştı. Özellikle 1950'li yılların ikinci yarısında, ordu, Demokrat Parti'ye karşı giderek tepki duymaya başladı. Ama, cuntacılar, darbe hazırlıklarından onu haberdar edecek kadar, Şemi Ergin'i kendilerine yakın buluyorlardı. Nitekim Faruk Güventürk, Samet Kuşçu'nun ihbarı üzerine, "9Subay" hadisesi patlak vermeden önce, Şemi Ergin'e gitmiş, "Birdarbeyapmayıdüşünüyoruz;senbizimbaşımızdaolurmusun?" diye sormuştu. Teklifi reddetmekle birlikte Şemi Ergin, bu konuşulanları kimseye yansıtmadı. Gelelim Ethem Menderes'e ... Herkes, 27 Mayıs darbesi öncesinde Kara Kuvvetleri komutanı Org. Cemal Gürsel'in, Ethem Menderes'le konuştuğunu, Demokrat Parti iktidarından yakındığını, Ethem Menderes'in de ona, "Buşikâyetlerinibirmektuphalinegetir" dediğini artık biliyor. Ama o tarihte mektup, sadece Adnan Menderes'e intikal ettirilmiş ve Demokrat Parti grubuyla, Bayar'dan saklanmıştı. O mektupta, Menderes övülüyor, Bayar yerden yere vuruluyor ve hükümetin değiştirilip, süratle seçime gidilmesi isteniliyordu.
***
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün dürüstlüğünü ve samimiyetini bildiğimiz için, onu bu gibi iddialardan tenzih ederiz. Ama, kanaatimize göre, DYP ve ANAP, olabileceklerden kısmen haberdar edilmişlerdi. Aksi takdirde 367'ye inanmamalarına rağmen, ihtilâfın Anayasa Mahkemesi'ne taşınması gibi bir yanlışın peşinden niçin sürüklensinler? Birçok meslektaşımız, "Rejim kurtuldu" diye Anayasa Mahkemesi'nin kararını sevinçle karşıladı. Şahsen benim endişelerim devam ediyor. Eğer ordu bünyesinde bu şekilde bir yapılanma varsa, er geç, bunlar harekete geçeceklerdir. Bazen seçim bile çare olmayabilir. 1961'de kurulan Silâhlı Kuvvetler Birliği cuntası, 1961 Ekim seçimlerinden sonra, sonuçları beğenmeyip, "Milletimiz hak ettiği temsilcilerine kavuşacaktır" dememiş miydi? Belki bunlar çok eskilerde kaldı; belki ben sadece korkulu bir rüya görüyorum. Ama şunu da söyleyelim: Korkulu rüya görmektense, uyanık kalmak tercihe şayandır.