367 yakamızı bırakmıyor
Anayasa Mahkemesi, 367 milletvekilinin Genel Kurul'da hazır bulunmasını, toplantı nisabı için gerekli sayarsa, ne gibi gelişmelerle karşı karşıya kalacağız? Anayasa Mahkemesi'nin "Cumhurbaşkanı seçiminde toplantı nisabına ulaşılamamıştır" demesi, daha sonraki turların yapılmasına engel mi? Çünkü Anayasa'ya göre, ilk iki turda cumhurbaşkanının seçimi için 367 milletvekilinin oyu gerekiyor. 3. turda ise, 276 oy, kâfi geliyor. Anayasa Mahkemesi'nin ikinci turdan hemen önce vereceği karar, Meclis'in üçüncü turda cumhurbaşkanı seçmesini engeller mi? Kimisine göre, ilk merhale, yani ilk tur aşılamadığı için, ikinci tura geçilemez. Böylece, 102. maddede yer alan müeyyide devreye girer, cumhurbaşkanının seçilememesi sebebiyle, derhal seçimlere gidilir.
*** Aslında, 367 tartışması çok saçma. Çünkü, 1982 Anayasası'ndaki 102. maddenin, cumhurbaşkanını seçmeyi kolaylaştırıcı bir hüküm olarak getirildiğini ve toplantı nisabının 184 olarak sadece 96. maddede düzenlendiğini biliyoruz. Ama bütün bu gerçeği bir kenara bıraksak dahi, Anayasa'nın cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili 102. maddesi bir bütün değil mi? Birinci ve ikinci turda, cumhurbaşkanı seçimi için 367 milletvekilinin desteği aranıyor. Üçüncü oylamada ise yarıdan bir fazla, 276 milletvekilinin "evet" demesi yeterli sayılıyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen, Meclis Başkanlık Divanı, ikinci turu da yapıp, üçüncü tura geçse ve üçüncü turda Meclis, cumhurbaşkanını 276'nın üzerinde bir oyla seçse ne olacak? Üçüncü turda 367 aranmadığına göre, cumhurbaşkanlığı seçiminde, hem toplantı nisabına, hem de karar nisabına ulaşılmış sayılmayacak mı?
*** Anayasa profesörü Mustafa Erdoğan ile konuştum. Prof. Mustafa Erdoğan şöyle dedi: "Bütün bu hukuki problem, AK Partili birini cumhurbaşkanı seçtirmemek için çıkarılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin 367'yi cumhurbaşkanı seçiminde toplantı nisabı saymayacağı, bu konularda karar vermeyeceği ümidini taşıyorum. Aksi takdirde çok büyük gerginlik doğar. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına rağmen, Meclis toplantıları sürdürür ve 276'yla cumhurbaşkanını da seçebilir. Ama o zaman gerginlik daha da derinleşir. Bana göre 102. madde, bütünlüğü olan bir süreci kapsıyor; müeyyide, yani seçimlerin yenilenmesi, süreç tamamlandıktan sonra ancak devreye girebilir. Ben, parçalanamaz bir süreç olduğu düşüncesindeyim; bu yüzden de, bütün turlar bitmeden Anayasa Mahkemesi'ne bile başvurulamayacağını düşünüyorum. Çünkü, sürecin her bir aşaması, müstakil bir işlem değil." 102. madde, 4 aşamalı tek bir sürecin varlığını açıkça ortaya koyuyor. Ama bütün mesele, AK Partili birini cumhurbaşkanı seçtirmemek. Bu yüzden hukuk zorlanıyor. Hatta 367'nin toplantı nisabı için gerekli olmadığını düşünenler bile, -meselâ Hüsamettin Cindoruk ve muhtemelen Süleyman Demirel- topu Anayasa Mahkemesi'ne atıp, dertlerine derman bekliyorlar: "Canım, madem ortada boşluk var, Anayasa Mahkemesi yorum yaparak bu boşluğu dolduruversin."
|