Eski defterler karıştırılıyor
Demek hepimizin gizli saklı bir yerlerde defteri tutuluyor ve zamanı gelince de, defterimiz dürülmek isteniyor. Baksanıza, Abdullah Gül'ün 12 Eylül döneminde Sakarya Meslek Okulu'nda öğrencilere din propagandası yaparken gözaltına alındığı ve Özal'ın yardımıyla kurtulduğu ortaya çıkıverdi. (Yalçın Doğan-26 Nisan 2007-Hürriyet) 12 Eylül döneminde gözaltına alınmayan mı var? Binbir gerekçe ileri sürülerek, çeşitli iftiralar atılarak, insanların başına neler geldi. Kaldı ki, o günlerde Maocu olanlar, bugünlerde liberal ve demokrat. Herkesin değişebileceği kabul ediliyor da, sadece AK Partililere bir şans tanınmıyor. Gül, 1995'te de Milliyet'e bir demeç vermiş. Bazı cümleler cımbızla ayıklanıyor: "İslâmyalnızahiretideğil,dünyevidüzenideiçeriyor.Kanunlarımızarasındaİslâm'aaykırıolanlardavarolmayanlarda.Aykırıolanbaskıdır,baskıkalkacak.Türkiye'deaçıkgizlibirİslâmdüşmanlığıolduğunainanıyoruz.Başörtüsüörneğin.İnancındandolayıkimseayırımcılığauğramayacak.Orduyagirerkensubaylarınkarılarının,kızlarınınfotoğraflarıisteniyor.Bunlarıkaldıracağız.DüzenTürkiye'deİslâm'ıcamininiçinehapsetti;bizİslâm'ıhayattarzıolarakgörmekistiyoruz.TürkAnayasası'nıngirişini,İngilizceolarakyabancıyaokutturursanız,utanırsanız." Bu cümlelerden belli ki, başörtüsü yasağına karşı çıkıyor. Dinlerin sadece vicdanlarda hapsolmayacağını, bir hayat tarzı olarak dışa vurulabileceğini söylüyor. Askerlerin "eşdurumundandolayı" fişlenmesini eleştiriyor. Bir de, 1982 Anayasası'nın başlangıç bölümünü eleştiriyor. 12 Eylül darbesini öven cümlelere karşı çıkmak her demokratın görevi değil mi? "TürkmilletininayrılmazparçasıolanTürkSilâhlıKuvvetlerininmilletinçağrısıylagerçekleştirdiği12EylülharekâtısonucundaTürkmilletininmeşrutemsilcileriolanDanışmaMeclisi'ncehazırlanıpMilliGüvenlikKonseyi'ncesonşekliverilerek,Türkmilletitarafındankabulvetasvipedilenbuanayasa..." Hepimizi utandıran bu bölüm, daha sonra Anayasa metninden çıkarıldı. Demek Abdullah Gül haklıydı.