Barzani hangi tarihte konuştu? Barzani'nin "Türkiye Kerkük'e müdahale ederse, biz de Diyarbakır'a ve diğer Güneydoğu kentlerine müdahale ederiz" şeklinde konuşması, "zamanlama" açısından beni hayrete düşürmüştü. Cihan Haber Ajansı'na El Arabia televizyonunun Türkiye temsilcisinin yaptığı açıklama, zihnimdeki soru işaretlerini dağıttı. Meğer, Barzani, televizyona 26 Şubat'ta mülâkat vermiş. Konuşması, başkalarıyla yapılan röportajları da içeren bir dizi mülâkatın parçasıymış. Sırası yeni gelmiş ve yayınlanmış. Zaten, Barzani'nin sözcüsü doktor Fuat Hüseyin de Cihan Haber Ajansı'na açıklamasında, "Röportaj 26 Şubat'ta gerçekleşmişti. O tarihte, bazı Türk yetkililerinin beyanlarına tepki göstermek amacıyla Barzani böyle konuştu" diyor. O günleri hatırlayalım: DTP'li Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu da "Kerkük'e yapılan saldırılar Diyarbakır'a, Diyarbakır'a yapılan saldırılar Kerkük'e yapılmış olur" şeklinde tahrik dolu cümleler sarf etmişti. Barzani'nin Şubat ayında konuşmuş olması, Türkiye'ye yaklaşımının çirkinliğini ve düşmanca tavrını ortadan kaldırmaz ama, bu konuşmaya yönelik yorumların mahiyetini değiştirir. Eğer, Barzani bir-iki gün önce böyle bir röportaj vermiş olsaydı, diyecektik ki: "Bu adam iflâh olmaz. Baksanıza, bizim Başbakanımız iyi niyetini gösteriyor; Talabani ile buluşuyor; diyalogu savunuyor. Adam kendisine uzatılan zeytin dalını dikkate almıyor." Ama şimdi durum farklı. Çünkü Barzani'nin, o günkü konjonktüre göre konuştuğu ortaya çıktı. Aksine, Erdoğan'ın diyalog kurması havayı yumuşatmış oldu. Kürt liderlerle diyalog kurmanın bir başka faydası daha var. Hürriyet gazetesinden Enis Berberoğlu, doğru bir noktaya parmak basıyor: "Kış aylarında, Türkiye ile ABD arasında, PKK'yı bitirmek konusunda anlaşma sağlandı. ABD, bahar aylarında ortak operasyona yeşil değilse bile sarı ışık yaktı. Barzani'nin operasyonu önlemek için tek yolu, Türkiye'yi tahrik etmekti. Ankara da aynı sertlikle yanıt verince, mesele Türkiye-PKK savaşı olmaktan çıktı. ABD ve Avrupa kamuoyunda, sınır ötesi operasyonun hedefi Kürtler olacak sanıldı. ABD'nin sarı ışığı kırmızıya dönüştü; Barzani amacına ulaştı." Meseleye, bu açıdan bakınca, Tayyip Erdoğan'ın Talabani ile ilişkileri yumuşatmasının, Kuzey Irak'a yapılacak bir operasyonun da önünü açmayı amaçladığı ortaya çıkıyor. Barzani, Erdoğan'ın Talabani ile görüşmesinden çok önce, 26 Şubat'ta bu konuşmayı yaptığına göre, Deniz Baykal'ın Tayyip Erdoğan'a yönelik gruptaki suçlamaları da havada kalıyor.
Servisi 
Barzani'nin "Türkiye Kerkük'e müdahale ederse, biz de Diyarbakır'a ve diğer Güneydoğu kentlerine müdahale ederiz" şeklinde konuşması, "zamanlama" açısından beni hayrete düşürmüştü. Cihan Haber Ajansı'na El Arabia televizyonunun Türkiye temsilcisinin yaptığı açıklama, zihnimdeki soru işaretlerini dağıttı. Meğer, Barzani, televizyona 26 Şubat'ta mülâkat vermiş. Konuşması, başkalarıyla yapılan röportajları da içeren bir dizi mülâkatın parçasıymış. Sırası yeni gelmiş ve yayınlanmış. Zaten, Barzani'nin sözcüsü doktor Fuat Hüseyin de Cihan Haber Ajansı'na açıklamasında, "Röportaj 26 Şubat'ta gerçekleşmişti. O tarihte, bazı Türk yetkililerinin beyanlarına tepki göstermek amacıyla Barzani böyle konuştu" diyor. O günleri hatırlayalım: DTP'li Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu da "Kerkük'e yapılan saldırılar Diyarbakır'a, Diyarbakır'a yapılan saldırılar Kerkük'e yapılmış olur" şeklinde tahrik dolu cümleler sarf etmişti. Barzani'nin Şubat ayında konuşmuş olması, Türkiye'ye yaklaşımının çirkinliğini ve düşmanca tavrını ortadan kaldırmaz ama, bu konuşmaya yönelik yorumların mahiyetini değiştirir. Eğer, Barzani bir-iki gün önce böyle bir röportaj vermiş olsaydı, diyecektik ki: "Bu adam iflâh olmaz. Baksanıza, bizim Başbakanımız iyi niyetini gösteriyor; Talabani ile buluşuyor; diyalogu savunuyor. Adam kendisine uzatılan zeytin dalını dikkate almıyor." Ama şimdi durum farklı. Çünkü Barzani'nin, o günkü konjonktüre göre konuştuğu ortaya çıktı. Aksine, Erdoğan'ın diyalog kurması havayı yumuşatmış oldu. Kürt liderlerle diyalog kurmanın bir başka faydası daha var. Hürriyet gazetesinden Enis Berberoğlu, doğru bir noktaya parmak basıyor: "Kış aylarında, Türkiye ile ABD arasında, PKK'yı bitirmek konusunda anlaşma sağlandı. ABD, bahar aylarında ortak operasyona yeşil değilse bile sarı ışık yaktı. Barzani'nin operasyonu önlemek için tek yolu, Türkiye'yi tahrik etmekti. Ankara da aynı sertlikle yanıt verince, mesele Türkiye-PKK savaşı olmaktan çıktı. ABD ve Avrupa kamuoyunda, sınır ötesi operasyonun hedefi Kürtler olacak sanıldı. ABD'nin sarı ışığı kırmızıya dönüştü; Barzani amacına ulaştı." Meseleye, bu açıdan bakınca, Tayyip Erdoğan'ın Talabani ile ilişkileri yumuşatmasının, Kuzey Irak'a yapılacak bir operasyonun da önünü açmayı amaçladığı ortaya çıkıyor. Barzani, Erdoğan'ın Talabani ile görüşmesinden çok önce, 26 Şubat'ta bu konuşmayı yaptığına göre, Deniz Baykal'ın Tayyip Erdoğan'a yönelik gruptaki suçlamaları da havada kalıyor.
