Zincirbozan
Gazeteci Avni Özgürel'in senaryosunu yazdığı "Zincirbozan" filminin galasına katıldım. Bu film, eski günleri hatırlamamıza ve bugün içinde yaşadığımız huzurlu, istikrarlı ortamdan dolayı şükretmemize vesile oldu. "Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür" derler. Ne çabuk da unuttuk geçmişi... Kardeşin kardeşle vuruştuğu, askerlerin yönetime el koyup, keyfi bir şekilde ülkeyi yönettiği, o karanlık dönemi... Filmde, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit demokrat bir tavır sergiliyorlar. Ama, halkta bir hareket olmadığı için, böyle bir mücadele ekrana maalesef yansıtılmamış. Herkes, koyun gibi kaderine razı. Özellikle o dönemi bilmeyen gençlere tavsiye ederim. Türkiye, nasıl bir yangından, nasıl bir fırtınadan geçti; görüp anlasınlar. Yalnız, 12 Eylül darbesinin tek müsebbibinin ABD olarak gösterilmesine katılmıyorum. Yunanistan'ın NATO'ya geri dönmesine, hiçbir karşılık almadan Türkiye'nin rıza göstermesi, siviller iktidarda kalsaydı mümkün değildi ama, darbe de herhalde NATO'nun doğu kanadı çöktüğü için yapılmadı. Acaba Evren, sadece Amerika'nın zorlamasıyla mı Yunanistan'ın yeniden NATO üyesi olmasına boyun eğdi? Kendi açıklamalarına göre, "ABD Genelkurmay Başkanı Rogers'in sözüne inanmıştı; çünkü asker sözüydü..." ABD talep etmiştir ama, dış politikada tecrübesiz olan Evren de, bu talebi, hemen kabul edivermiştir. Zaten, darbeler bunun için kötü. Ülkelerin direnci kırılıyor. Bilgi ve birikim çöpe atılıyor; deneyimsiz insanların ağzından çıkan tek bir söz, herkesin kaderini bir anda değiştiriyor.