'Güneydoğu'nun şehitleri'
CHP Milletvekili Esat Canan, ABD Büyükelçiliği'nde, terörist ölümlerini kastederek, "Güneydoğu'nun da şehitleri var" demiş. Son derece kışkırtıcı bir cümle. Diyarbakır Belediye Başkanı'nın terörist ailelere başsağlığı dilemesinin dahi tepki ile karşılandığı bir ortamda yaşıyoruz. Oysa, ölü evine gidip, "Başınız sağolsun" demek daha normal. Ama bir milletvekilinin, 30 bin kişinin ölümünden doğrudan veya dolaylı sorumlu bir örgütün ölen üyeleri hakkında "şehit" kelimesini kullanması, tartışmaları alevlendirecek, gerginliği arttıracak mahiyette. PKK, cihad mı yapıyor ki, bu uğurda ölenler şehit sayılsın? Aksine, tamamen Kürt milliyetçiliği ile, Müslüman Müslüman'ı kırıyor. Esat Canan'ın, Barzani ve Talabani ile diyalog kurulması, Kuzey Irak'taki Kürtler'in de bizim akrabamız olduğu yolundaki tespitleri makûl karşılanabilir, hatta desteklenebilir. Ama, bütün Türkiye'yi temsil eden bir milletvekilinin bu üslûbu hem kendi ayıbıdır, hem CHP'nin hem de Parlamento'nun ayıbı. Ayrıca sözleri, terörü ve teröristi övme şeklinde bile yorumlanabilir. Esat Canan, "Güneydoğu da evlâtlarını kaybediyor" deseydi, bunu da anlayışla karşımamız mümkündü. Ama "şehit" tanımı, duruma hiç uymuyor. CHP'li milletvekilinin neden böyle konuştuğunun farkındayız. Çünkü Güneydoğu'da bazı vatandaşlar, gazetelerde, askerler ölünce "Şehit oldular" diye yazılmasından, teröristler hayatını kaybedince "PKK'lılar ölü olarak ele geçirildi" diye başlık atılmasından şikâyetçi. Herhalde Esat Canan, kendi takımının nabzına göre şerbet vermek istedi ama, lâfın endazesini kaçırdı.