'Vallahi tanımıyorum'
Türkiye'nin bir klasiği haline geldi. Susurlukskandalından daha iyi anımsayacaksınız. O meş'um kazadan sonra, gazetecilerin gayretleri veya birtakım muhalif odakların servisleri sayesinde gazetelerde bazı fotoğraflar yayımlandı. Çarşaf çarşaf!.. Düğünlerde, nikahlarda birtakım insanlar yan yana poz veriyorlardı. Fotoğrafların altındaki yorumlar şöyleydi: - Demekkifilancailefalancabirbirinitanıyormuş! Kamuoyu, "Kardeşim birbirini tanımayan insanlar nasıl bir araya gelir, nasıl yan yana fotoğraf çektirir?" diye sormaya başladığında da klasik açıklama geliyordu: - Benoinsanlarıtanımıyorum! Veya şöyle oluyordu: Tarafların ilişkileri ortaya iddia olarak atılıyordu önce. Sonra yalanlama geliyordu. - Tanımıyorum! Ardından da bu kabil fotoğraflar servis ediliyordu... - Hani tanımıyordun hemşerim! Bu fotoğraflar nedir? Ben şöyle düşünüyorum: 2 insanın bir fotoğrafta yan yana görünmesi ille de birlikte iş kotardıkları, yakın temas halinde oldukları anlamına gelmeyebilir. Hatta çok sayıda insanın bir arada bulunduğu fotoğraflarda, birlikte görünen egemenkişi ile biatetmişkişi birbirlerini tanımıyor da olabilirler. Hatta hiçbir zaman tanışmayacak da olabilirler.
***
Fakat bu, aynı karede göründükleri halde tanışmayan kişiler arasında, ortak kültürleri, savundukları tezler, görünmeyen bağlantılar ve eleştiri hedefleri anlamında bir doğal ortaklık bulunmadığı anlamına gelmez. Gazetelerde, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hemen arkasında, Yasin Hayal ile ilişkisi bulunduğu iddia edilen üniversite öğrencisi Erhan Tuncer'in fotoğrafı yayımlandı. Gerçekten tanışmıyor olabilirler. Fakat Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir tecrübenin, kendisiyle aynı fotoğraf karesine girebilen birinin o sayede ne gibi bir güç ve etkinlik elde edebileceğini, kendisinde ne gibi görev ve misyonlar vehmedebileceğini hesaba katması gerekirdi. Yazıcıoğlu, bir politik egemen olarak, çevresine sızanların nerelerden ne çıkartabileceklerini bilmiyor olabilir mi ki? Bunları, hiç tanımıyor olabileceği tezini kabul ederek düşündüm.