Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | E-gazete | Ana Sayfa
Bugün: 25 Ocak 2009  
Yazar Arşivi

Doksan altmış doksan

İstanbul Kurtköy'de ismi lazım değil bir mağazanın indirim yapmasıyla başlıyor her şey... Ekonomik değil ekokomik krizde olduğumuz gerçeği de böylece ortaya çıkıveriyor...
Şimdi özetleyelim; bir mağaza yüzde doksanlık bir indirim yapacağını açıklıyor... O gün insanlar sabah çook erkenden yığılıyorlar kapısının önüne... Arabalar kuyruk oluyor Kurtköy girişinde. (Arabaları var ama kıyafetleri yok herhalde.)
Ben, insanlık namına utandım o görüntüleri izlerken... İçim sızladı. Çocukluğumdan hatırlar oldum insanların gönüllü yapılan yardımı bile kabul edemeyecek hacimli onurlarını. Ayıp vardı bir zamanlar. Utanma vardı.
İnsan düşünse, tanıtım için yapılmış bir organizasyonu nasıl evirip insanlık ayıbına çeviririz dese, bu kadarı yapılır ancak... Birbirini ezen alıcı değil yağmacı görünümü sergileyen yüzlerce insan...
Yıllar öncesinden bu günü görebilen bir Ata'nın nesli olarak orada oluşacak izdihamı hissedememek bir utanç vesilesidir. Anlarsın olabilecekleri, yaşayabileceğin sıkıntıyı farkeder geri dönersin evine... ''Kısmet değilmiş.'' dersin. Zaten senden önce gelenlere saygı göstermelisindir, sınırları zorlamazsın, durursun...
Kapı kırmak, malları aşıp vitrindeki mankenleri soymak, askılara tamah etmek, mağazaya zarar vermek gaspı andırdı, andırmakla kalmadı daniskası oldu. Bize yakışmadı. Hak, hukuk, kul hakkı, insaniyet ve onur temelleri üzerinde yükselen bu millet hangi durumda kalırsa kalsın çark etmemeli, ödün vermemeli güzel karakterinden, inançlarından.
Belki; "Demek ne kadar muhtaçlar ki o duruma girdiler?'' diyenler vardır ama ben böyle düşünemem. Çünkü çok muhtaçlar gördüm helali haricindekilere dönüp bakamayan, yardımı bile utandığından alamayan... Mazide kaldı değil mi bu sahneler. Hey gidi...
Siz çıplak kimse gördünüz mü o hunhar kalabalıkta? Ayrıca giyimin birincil ihtiyaçlardan olmadığını hepimiz biliyoruz. Yani açıklaması olan bir durum değil, olamaz. Çoluk çocuk salkımsaçak... Dava için o kadar adam toplayamazsın oraya. Kızılay "Kan kan!'' diye bağırıyor bağışa ikna edemiyor kimseyi... Kimse kan vermek için izdiham yaratmıyor...
Çelişkinin yamanı... Ayıbın tavanı...

ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI
Şu yemekteyiz programı da feci şekilde canımı sıkmaya başladı... Gıybet orda, nimete saygısızlık orda, ziyan, kötü niyet, kuyu kazma orda... Yüze gülme, arkadan sövme... Ne ararsan var. İnsanın içindeki rekabet canavarının gün yüzüne çıktığı nokta...
Cehaletin, basbayağı, bayağı, kötülükle birleşmiş halini alenen izlemek beni rahatsız ediyor... İyilik de kötülük de insana dair biliyorum ama göz görmeyince gönül katlanıyordu doğrusu...
Elimde değil içim acıyor. Üzülüyor ve inciniyorum hoyrat dillerde nimetin aşağılanmasından. Tamam, birbirinize saygınız yok. Yaratılıp, kullanımınıza sunulmuş, hediye edilmişlere de mi yok?
Asıl garip olan eleştirerek de olsa her kültürden bir çok kişinin tiryaki şeklinde izlemesi bu programı. Acaba neden? Ben biriki seçenek buldum... Bir; gerçekten mutfağa, boğazına düşkün bir milletiz. İki; deforme olmuş görüntüleri seyretmek içimizdeki kötüyü besliyor. Gün içinde kendimizi frenleyip veremediğimiz kötü tepkilerin birikimini boşaltıyor...
Bence şöyle olsa çok daha anlamlı olurdu... Yarışmacılara kısıtlı malzeme verilseydi... Mesela üç patates, bir bardak pirinç, yüz gram kıyma, bir bardak un, yarım kilo şeker vs. Ve; 'Bu belirli malzemeyle ne kadar çeşit yapılabilir? Nasıl seçenekler sunulabilir?' olsaydı yarışmanın amacı... Ve yemekleri tarafsız, çıkarsız bir jüri grubu tatsaydı hiçbir şekilde aşağılama olmaksızın...
Bu durumda ödül gerçekten en yaratıcı olana ve en hak edene giderdi. Bir yandan da insanlara az çeşitle yemek yapabilmeleri için bir fikir verilmiş olurdu... Reytingler eşitlenir miydi bilemem ama iyi olurdu valla...
Hayret bir şey yaa benim gibi esprili, sempatik, fıstık gibi, birine bile söylettiler kötüyü... Kötürüm bir yazı oldu bu hafta. Sinirli sinirli. Gıcık gıcık. Hayli negatif, yer yer agresif. Halbuki insanlar kötü şeyler yazmamalı. Eleştirmemeli, neşelendirmeli. Olumlu olup, güzel yönleri görmeli...
Ama ne çare göz görünce, yazar gelin görümce :)
* NOT: Avrupa Birliğine sembol olabilecek hayvan figürüne karar verilemiyormuş... Niye düşünüyorlar ki, ya akbaba olsun ya da sırtlan...
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ergenekon   / 18-01-2009
 Birileri bana yardım etsin   / 11-01-2009
 Estetik   / 04-01-2009
 Sana meylim nedendi?   / 28-12-2008
 Küllendi dünya   / 21-12-2008
 Küfür kıyamet   / 14-12-2008
 Gördük günümüzü   / 07-12-2008
 Atatürk'ün resmini de büstünü de istemiyorum   / 16-11-2008
 Başarı ve aile   / 02-11-2008
 Saçı uzun aklı kısa   / 26-10-2008
GÜNCEL
Dualarımız Dualarımız seninle
Doktorların yaşaması mucize dediği Ece , beyninde ödem oluşunca 2.
Vekil parasıyla izdivaç
Almanya sapık Türk gencini...
İhmalin böylesi
Patates Gazisi
'Kovan'dan 200 milyon lira...
Az yaşayan 90 sene yaşıyor!
SPOR
Ümitler Ümitler buz kesti
Lincoln, Servet, Nonda ve Meira'dan yoksun Cimbom, buzla kaplı...
Bizi hakem bitirdi!
Anadolu ihtilali
Roman havası
2009 model düello
Kutlualp gerilimi
Tita'dan süper 3'lük
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Kuvvetli Sağanak Yağışlı 17°C 11°C 
ANKARA Karla Karışık Yağmur 11°C 4°C 
İZMİR Kuvvetli Sağanak Yağışlı 18°C 11°C 
ANTALYA Kuvvetli Sağanak Yağışlı 17°C 10°C 
ADANA Kuvvetli Sağanak Yağışlı 16°C 8°C 
EKONOMİ
IMKB E: 24.781,830 D:% 0,57
DOLAR S: 1,666 D:% 0,76
EURO S: 2,140 D:% -0,14
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Gizlilik Bildirimi | Bize Ulaşın | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
   
Turkuvaz Medya Grubu Copyright © 2003, 2008 - Tüm hakları saklıdır.
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş.
Turkuvaz Medya Dijital
Hepoku Sabahtan Al Haberi