Kendilerine polis süsü veren eşkıyalar, müzikol basıp, bir kadını kaçırıyorlar.
Güvenlik kameralarının önünde kadını bir otomobile sürükleyip, evde 6 saat boyunca tecavüz ediyorlar.
Sonra evinin önüne bırakıyorlar.
Bunlar eşkıya klasikleri...


Meselenin meydana geldiği tarih 24 Ağustos...
Kendilerine dokunmayan yılanlara, biberonla süt veren korkaklar, ne polise haber veriyor, ne tepki gösteriyor.
Ama meseleye kulp takmakta üstlerine yok.
"Boş ver ya, kadın zaten konsomatris!"
Bunlar da eşkıyalığa yataklık edenlerin klasik söylemleri.


Namuslu insanları koruyan sistemde bir arıza var, ama eşkıyaların kudretini dışa vurmasına zemin hazırlayan sistem tıkır tıkır işliyor.
Ne yazık ki, İstanbul bir cehennem artık. Türkiye de, tehlikeli bir ülke.


Büyük bir gururdur ki, hala görevlerini yapmak için çırpınan yetkililer de mevcut.
Üç ay önceki meseleyi "zaman aşımına" uğratmayan...
Bir kadının çığlıklarını duyup, eşkıyaların peşine takılanlar da, bu ülkede yaşıyor.


Avrupa Birliği yasalarıyla, kokoreçi lanetledik. Otobüslerde lahmacun kokusuna tedbir aldık. Ama eşkıyalara, çakallara özel haklar verdik.
Hırsız evinize girse bile, yatak odasına girmeden ona bir şey yapamazsınız!
Ne güzel memleket...
Bu eşkıyalara ne olacağını zannediyorsunuz, birkaç ay sonra dışarıdalar.


O yüzden bir şehri kaybettik.
Bir ülkenin güvenliğini yitirdik.
Siz Avrupa Birliği'ne yön veren Avrupalı parlamenterlerin, Türkiye üzerinde bu kadar söz sahibi olmasındaki sırrı çözemediniz mi hala?