Paranın adam yerine konmadığı yıllar vardı. İnsanlar iyilik biriktirirdi, karşılıksız.
Adamlık dolardan da değerliydi, borsadan da...
Büyüklerin gözlerinde eski zaman masalları. Ya torunlarından konuşuyorlar, ya ülkenin sorunlarından.
***
Herkesin yakasında karanfil.
Türk filmlerinde yakası açılmadık küfürler yok. Sadri Alışık var, Vahi Öz var...
Kürt çocuklarının gözlerindeki derinlikte, Türk çocukları yüzüyor.
Mektuplara son verilirken, herkes büyüklerin ellerinden öpüyor, küçüklerin gözlerinden.
***
"Denizden babam çıksa yerim" diyenler, kimsenin hakkını yemiyor.
Kilit fabrikaları, çelik kapılarıyla gurur duymuyor henüz. Şehirler insanlarıyla gurur duyuyor, hırsızlık onursuzlukla eşdeğer.
Sadece hayata "Eller yukarı" çekiyor abiler. Soyguna ve tecavüze asla..
***
İflas eden patronlar, işçileri açıkta kalmasın diye, el açıyor diğer patronlara.
"İşçilerimi açıkta bırakmayın!"
Pamuk tarlasındaki işçiler için film yapılıyor, tuvalette seks yapan kadınlar için değil. "Paranın ne önemi var, mühim olan insanlık" konulu şarkılar dillerde.
***
Aşklar yürek yakıyor, cüzdana bakmıyor.
Aşklar sokaktan toplanmış çiçek.
Tek taş yüzük, ya da çek değil.
Utlara şarkılar döşeniyor akşamları, kısık sesli. Meyhaneler var, akşamcılar.
Kimsenin kanını içmiyorlar, rakı içiyorlar, şarap içiyorlar.
Ya da zıkkımın kökünü, kime ne.
İçkiyi haram belletip, yetimin öksüzün hakkını yemeyi helal sayanlar itibar görmüyor henüz.
Namuslu insanlar azınlıkta değil.
Herkes yoksul ama haysiyette zengin.
***
Hey gidi yıllar hey!
Tek yol aşktı, ya da devrim.
Hiçbiri olmadı.
Şu paranın gözü kör olsun.
Onun her dediği oldu.
O yüzden ayaklar baş, başlar ayak oldu.