Öyle bir ülkeyiz ki, büyüklerin bütün kirleri aklanır, paklanır.
Çocuk olmak bile yasaklanır çocuklara.
Ne eğitimde, ne öğretimde.
Masalları doğduğu gün biter çoğunun.
Uyuşturucu ilköğretime kadar girmiştir, engel olan yok.
Tiner çekiyorlar sokaklarda, çağrılarına ses vermiyor yetkililer.
Büyüyüp, düzenden intikam almaları için bekleniyorlar belki.
Ve bizler böyle bir ülkede, çocuk haklarının yıldönümünü kutluyoruz.
***
Doğarken bile eşit değil çocuklar.
Politikacıların, memleketin çocukları için verdikleri sözler, caymak üzerine.
Oysa ballı kaymaklı bir hayat sunuyorlar kendi çocuklarına.
Aradaki fark kadere yükleniyor.
Kadersiz ölümler cenneti olmamız sebepsiz değil.
Hayatın kenar süsü bile değil çocuklar.
Ve bizler böyle bir ülkede, çocuk haklarının yıldönümünü kutluyoruz.
***
Nasılsa savunmasız ve sahipsizler.
Patlama yaşanıyor, tecavüz edilen çocuk sayısında.
Görüyoruz ki, abazan ruhlarını okşayanlar, adam olduklarını da unutuyor, kendi çocukluklarını da.
Ama ne utançtır ki, diğer büyükler de onların tarafını tutuyor.
14 yaşında saldırıya uğrayan bir çocuğun, neredeyse "saldırganı tecavüze teşvik etmekten" tutuklanmadığı kaldı.
Ve bizler böyle bir ülkede, çocuk haklarının yıldönümünü kutluyoruz.
***
Annelerinin, babalarının harcanması bir yana, onların yarınları da satıldı.
Sahip oldukları topraklar da...
Meçhule üflendi gelecekleri.
Ayrımcılıkla ve eşit olmayan eğitim sistemiyle büyüyen çocukların, yarın karşı karşıya gelmeyeceklerini sanıyoruz.
Onları nefret, şiddet ve adaletten yoksun büyütmenin bedelini ödemeyeceğimizi hayal ediyoruz.
***
Unutmayalım ki...
Bugün ülkenin canına okuyan kötüler de, bir zamanlar çocuktu...