Fenerbahçe kolay yenilgiler kitabını kapattı, hızla yükseliyor. Gördük ki, futbolcuların inancından daha anlamlı bir sistem yoktur.
Beşiktaş, 15 köşe atışından tek gol çıkaramadığı bir maçtan, kayıpla dönüyor ama verdiği mücadele, gelecek maçlar için kazanç sayılmalı.
Galatasaray'da yıldızlar geceye soyunduğu zaman, oynamadan kazanmak da hüner oluyor.
Büyükşehir karşısında
melankolik hali süren takımda 3 puan ışığını
Lincoln ve
Kewell yaktı.
***
Ankara'da izlediğimiz ,
Trabzon için liderlik "
cılız bir emanet" değil.
Uğrunda savaşılacak bir dava.
Onlar iyi oynayan bir
Gençler'i yendiler. Üstelik, forvet hattı yetersizliğini bas bas bağırırken.
Şifo Mehmet'ten sonra
Antalya'da,
Ünal Karaman'dan sonra
Ankaragücü'nde hayata dönüşün açıklaması,
"Dere geçerken, at değiştirilir..."
***
Peki ya hakemler?
Her hafta bir tiyatro izliyoruz sanki.
Sahne farklı, baş oyuncular aynı.
Fenerbahçe-Ankaraspor maçına bakın. 8. dakikada
Edu'nun rakibine yaptığı hareket kesin penaltı.
Ligin ilk haftasındaki
Gaziantep- Fenerbahçe maçından sonra,
Yunus Yıldırım'a maç verilmemesi gerekirdi.
Bu sezon sorunsuz maçı yok.
Galatasaray-Büyükşehir maçının 15. dakikasını izleyin.
Köşe atışı yapılırken,
Baros ve
Kewell ceza alanında yaka paça yerde.
"Duble penaltı!"
Dereli'nin adı var, gözleri yok.
Galatasaraylı Servet'in dirseklerine göz yummak, onu berbat bir alışkanlığına itti.
Sebebi hakemler.
***
MHK Başkanı
Oğuz Sarvan, ekranlarda masal sohbetlerini bıraksın. Bu oyunun önüne geçsin! Oyuna dahil değilse eğer!
Yoksa, her hafta futbolun adaletini öldüren hakemler için,
1 dakikalık saygısızlık duruşu talep ediyorum. Duruşun şekllini futbolcular belirlesn!