Sarı Zeybek ile Ata'nın insani yüzünü toplumla tanıştıran Can Dündar, "Mustafa" isimli belgeseli ile de şimdi onun hayatını sinema filmi tadında bir belgesel ile anlatıyor. Dündar tamamen şablonlardan uzak durarak sadece askeri, siyasi yönlerini değil, tutkularından yalnızlığına insani boyutları ile bir Atatürk portresi çiziyor. Can Dündar'ın "Mustafa" filmi ile tüm dünya bambaşka bir Atatürk keşfedecek.
Farklı farklı belgeseller ile ekrana taşıdığı asker ve lider Atatürk'ü Can Dündar bu kez bambaşka bir bakış açısı ile sinemaya taşıyor. Daha filmin ismi ile hemen kendisini ortaya koyuyor : "Mustafa". Bu adın önünde, ardında hiçbir takı yok. Atatürk belki de ilk kez son derece samimi ve en naif hali ile sevenleri ile buluşmaya hazır.
Seyirci ile film arasında dostluğun temelleri daha ilk olarak burada başlıyor.
Zaafları ile bir Atatürk portresi Can Dündar bu filmle sıradanlığın ötesindeki özellikleri ve karizması ile lider olarak Atatürk'ün farkını ortaya koyarken, aynı zamanda onu espri yapan,içkisini içen, zeybek oynayan, karanlıktan korkan, Fikriye'nin intiharı ile kalbi sevgiye küsen, öfkesini, hüznünü, sevgisini saklamayan bir insan olarak beyazperdeye başarı ile yansıtıyor.
Bugüne kadar Ata'nın hak ettiği bir film yapamayan Türk Sineması belki de ilk kez bunu "Mustafa" ile kırmayı deniyor. Bugüne kadar yapılan belgeseller hem Türkiye ölçeği ile sınırlı hem de resmi görüşe tutsak kalmıştı. Dündar işte bu noktadan hareket ediyor ve Ata'nın not defterlerlerini, hatıralarını, hiç görülmemiş fotoğraflarını seyirci ile paylaşıyor.
"Dün" ve "Kürt"ler Film çok altını çizmeden Atatürk'ün hem "din" hem de "Kürt"ler hakkındaki görüşlerine yer veriyor. Bence Ataürk'ün inasni yönleri kadar bu görüşleri de çok önemli. Ayrıca Hatay konusundaki hassasiyeti, sağlığını hiçe sayarak bu konu için yaptığı uzun yolculuk onun vatanını ne kadar çok sevdiğini bir kez daha bize hatırlatıyor.
Filmin üstünde durduğu bir diğer konuda Atatürk heykelleri.
Atatürkçülüğü sadece heykellere indirgiyenlere bundan daha güzel bir açıklama olamaz herhalde.
Teknik olarak da yepyeni Can Dündar, film boyunca modern sinema tekniklerinden de sonuna değin yararlanıyor.
Eski, siyah-beyaz görüntülerle birlikte animasyon görüntüleri ve canlandırmaları harmanlıyarak filme dinamizm katıyor.
Bu nedenle filmin söylemi kadar yenilikçi biçemi hemen dikkat çekiyor. Gerek ilk başlardaki gerekse aralardaki dramalar/canlandırmalar sinemasal olarak çok başarılı.
Aynı şekilde animasyonlar da kalite olarak belli bir çizginin üzerinde.
Unutulmayacak müzikler Bu filmin üç kahramanı var. İlki filmin kahramanı Mustafa Kemal.
İkincisi yazan/seslendiren/ yöneten Can Dündar ve üçüncüsü muhteşem müzikleri ile Goran Bregoviç. Ata'nın doğdu toprakların havasını sanıyorum Bregoviç'ten başkası bu kadar başarılı yansıtamazdı.
Bugüne kadar adı daima "Emir Kusturica" ile anılan Bregoviç bir filmde müziğin, müzisyenin ne kadar önemli olduğunun en güzel göstergesi. "Mustafa" filmi filmin yaratıcısı Can Dündar kadar müzisyen Bregoviç'den de büyük destek alıyor.
"Mustafa"ya sadece belgesel demek büyük haksızlık olur.
O sinemanın bütün olanaklarını kullanan sinema tadında muhteşem bir film.