Döneminin efsane dizisi "The X Files", yıllar sonra bu kez beyazperdeye dönüş yaptı. Özel Ajan Fox Mulder ve Ajan Dana Scully yine gerilim yüklü bir olayla nefesimizi kesmeye devam ediyor. Aradan epey yıl geçmiştir. Scully hayatına doktor olarak devam etmekte, Mulder da FBI ile anlaşmazlığı sonucunda adeta kendisini bir dağ evine tecrit etmiştir. Kahramanlarımız "İnanmak İstiyorum" adındaki bu film versiyonunda uzaylıları kovalamasalar da yine de tüyler ürperten bir deneyin parçası olmaktan kurtulamıyor.
FBI Ajanı Monica Banan kaçırılmış ve onu bulma görevi Dakota Whitney ile ajan Mosley Drummy'e verilmiştir. Tam bu sırada, çocuk tacizi suçuyla yargılanmış eski rahip Joseph Crissman kaçırılan ajanla ilgili görüntüler gördüğünü haber verir ve FBI ile yapılan araştırmalarda ajan yerine kesik bir kolun bulunmasını sağlar. Pedere olan güven sarsılınca Dakota Ajan Scully ve Mulder'dan yardım ister.
Öncü dizilerden...TV tarihine baktığımda bir "Uzay Yolu" bir de "Uzay 1990" isimlerinden de anlaşılacağı üzere uzaylılar hakkında çekilmiş efsane dizilerdi. Hâlâ eşek kulaklı Mr.
Spack hafızalardadır.
Yıllar sonra TV kanallarının çoğalması hem rekabeti hem de üretimi artırdı. Doğal olarak da birçok farklı konuda dizi çekilir oldu.
1990'lı yıllarda internetin hayatımıza daha fazla müdahale ettiği günlerde, Amerika'da hükümetin komplolarını, açıklanamayan olayları iki genç FBI ajanının maceraları şeklinde işleyen "The X Files" adlı dizi kısa sürede başarıya ulaştı ve kendi fanatiklerini yarattı.
Ajan Mulder ve ajan Scully üst düzey bir kurum tarafından yönetilen uzaylıların dünyayı nasıl istila etmeyi planladıklarını anlatmaya çalışıyorlardı.
İnanmak istiyorum Bu filmin o dizi olduğuna hakikaten inanmak istiyorum. Çünkü film boyunca ne bir uzaylı var ne de herhengi bir komplo teorisi. Nerede doğa üstü olayların peşinde koşan acar ajanlarımız, nerede kayıp ajanın peşinde koşan kahramanlarımız? Filmi "The X Files"ın devamı gibi değil de başlı başına farklı bir film olarak değerlendirmek çok daha yerinde olur. Gerilim filmi olarak bakarsak son derece başarılı.
Film tıpkı Stephen King romanları gibi. Film, FBI Ajanları ve bir rahibin karlar üzerindeki olağanüstü güzel bir sahnesi ile başlıyor. Anlıyoruz ki bir kayıp aranıyor. Diziden esinle yola çıktığımızda kaçıranların uzaylı olduğu konusunda fikir yürütüyoruz. Gelin görünkü uzaylı bir adet adem kılığında Rus olarak karşımıza çıkıyor. Bu dakika itibariyle diziyi unutup, filme odaklanmak en güzeli. Çünkü "The X Files"ın ajanları bu kez dünyamızda gerçek bir vakayı aydınlatmaya çalışıyor. Üstelik uzaylı gibi inanması zor bir kahraman yerine karşımıza düşman olarak bir Rus çıkıyor. Film tıpkı soğuk savaş dönemindeki gibi. Amerikalılar iyi, Ruslar kötü. Valla çok da haksız değil. Nerede akıl almaz deney varsa altından mutlaka bir Rus bilimadamı çıkıyor.
Güncelliği yakalamış Yeniden alevlenen soğuk savaş, artık neredeyse tüm dünyada karşımıza çıkan Rus mafyası, gay bir aşk, gelecekten haber veren medyum rahip... Kısacası film günümüzün dünyasını fazlasıyla yakalıyor.
Bu arada dizi meraklıları için de en sonunda iki ajan arasındaki ilişkide ortaya dökülüyor. Bazı roller oyuncuların üzerine yapışır kalır. Yıllar geçse de onlar o dizilerle, o rollerle hatırlanır. Eminim David Duchovny Ajan Fox Mulder, Gillian Andersdon da Ajan Dana Scully olarak anılacaklar. Sanıyorum bu onların kaderi. Geçen yıllara rağmen ikisi de sıcaklıklarından bir şey kaybetmemişler. Seyirci ile hemen iletişim kuruyorlar. Onlarla özlem gidermek için beklemeyin, haydi seyredin.