Yaz sıcağı bir yandan, Batman diğer yandan... Durum böyle olunca da bazı filmlerin hiç sesi soluğu duyulmaz oluyor. Önceki haftalarda seyrettiğim ama yazmaya fırsat bulamadığım bir film "Yalnız Kalpler". Üstelik John Travolta, James Gandolfini, Jared Leto ve Salma Hayek gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosu da pek es geçilecek gibi değil.
Martha ile Raymond daha ilk görüşte birbirlerine aşık olmuş; çok geçmeden de bu ilişkiyi kolay para kazanılan bir ortaklığa dönüştürmüşlerdir. Gazeteye verdikleri ilanı cevaplayan terk edilmiş dul kadınlara Ray kendini seksi latin aşık; Martha ise Ray'in kız kardeşi olarak tanıtmaktadır. Önce Ray kadınları baştan çıkarır, sonra ikisi birlikte onları öldürür ve paralarına el koyar. 1940'ların sonuna gelindiğinde ikili Amerika'da "Yalnız Kalpler Katilleri"adıyla tanınırlar. Dedektif Elmer ve yardımcısı Charles ikilinin peşine düşer.
SERİ KATİL CENNETİ Havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez, seri katil yaratma konusunda Amerikan'nın üstüne yoktur. Üstelik tek kişi yetmezmiş gibi, çift seri katillerde epey ünlüdür. 1930'ların efsanesi "Bonnie ve Clyde" ise 1940'ların ünlü seri katilleri de "Martha ve Raymond"dır. Gerçi iki çift arasında teknik olarak bazı farklarda yok değil. "Martha ve Raymond" hırsızlıktan ziyade "Yalnız Kalpler Katilleri" olarak tarihe geçtiler. Yalnız kalpler katilleri daha önce de iki kez sinema filmine konu oldu. 1970'de "The Honeymoon Killers" 1996'da da "Koyu Kırmızı" ismiyle ve birbirinden son derece farklı tarzlarda beyazperde de boy gösterdiler. "Koyu Kırmızı" adından da anlaşılacağı üzere fazla kan revan içermekteydi. Tanınamayan oyuncuları filmin gerçeklik duygusunu yaratmada epey etkili olmuştu. Fazla karanlık atmosferi, ağır temposu ile "Koyu Kırmızı" küçük bir kitleyle buluşmuş fakat yönetmenin uslubu nedeni ile eleştirmenlerden tam not almıştı.
"Yalnız Kalpler" ise iki gerçek öyküyü; iki aşık katilin cinayetleri ile onların peşindeki polis dedektifi Elmer'in hikayesini bağlantılı olarak anlatıyor.
Elmer katillerin peşinde koşarken evini ihmal etmiş, karısının hastalığı ile ilgilenecek vakti bulamamış ve eşinin intiharı ile sarsılmıştır.
"Yalnız Kalpler" üs uyarlama içinde en başarılısı diyebilirim. Kuşkusuz bunda dedektif Elmer'in gerçek torunu, filmin yönetmen ve senaristi Todd Robinson'un büyük payı var. Todd dedesi Elmer'dan dinlediği hikayeden yola çıkarak çok daha kişisel bir filme imza atmış. Yönetmen tarz olarak Clint Eastwood'un yolunda ilerlemiş ve onu 1940'ların "Kara Film"(Film Noir) ekoluyla birleştirmiş.
Ayrıca dönemin atmosferini yaratırken "Badlands", "In Cold Blood" filmlerini ve "Bound For Glory: America In Color" adlı fotoğraf albümünü referans almış. Nitekim film bu albümden son derece çarpıcı fotoğraflarla başlar.
"Yalnız Kalpler" için sadece bir seri katil filmi demek haksızlık olur.
Çünkü yönetmen Todd Robinson hem dedektifin hem de katillerin psikolojik dünyasına girip, onları bize güçlü duruşlarının ardındaki korku ve yalnızlıklarıyla birlikte anlatıyor.
FİLMİN YILDIZI HAYEK Bu filmde birbirinden ünlü birçok isim mevcut ama benim için filmin yıldızı Salma Hayek.Bugüne kadar "Frida"nın dışında pek dişe dokunur bir rolde izleyemediğimiz, Hollywood'un tabiri ile Latin dilber bu kez gerçek bir oyuncu olduğunu dosta düşmana gösteriyor. Martha'nın acımasızlığında, Raymond'un onu terk edeceğindeki şüphelerinde, tutkulu aşıkla Salma Hayek son derece inandırıcı.
John Travolta "Get Shorty", "She's So Lovely", "A Sivil Action"ın ardından James Gandolfini ile yeniden bir araya geliyor. Dedektif Elmer için John Travolta'nın doğru bir seçim olup olmadığı tartışılır doğrusu.
Gerek atmosferi,gerek hikayesi gerekse oyuncuları ile "Yalnız Kalpler" görülmeyi fazlasıyla hak eden bir çalışma.