Özellikle kadınlarda görülen ve deri altı yağ hücre gruplarının kan ve lenfatik dolaşımını bozmasıyla oluşan selülit (hidrolipodistrofi), deride çöküntülerle ve portakal kabuğu görünümüyle kendini göstermektedir.
Genellikle uyluğun üst kısmı, dizin, bileğin iç kısımları, kalça, baldırların arkası ve üst bacaklara yerleşmiştir.
Selülit daha çok ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi hormonların daha çok değişime uğradığı dönemlerde ortaya çıkıyor olmasına rağmen, kişinin genetik yapısı, metabolizma hızı, dolaşım sistemi, sindirim ve boşaltımda yaşadığı sorunlar, doğum kontrol hapları, alınan hormon ilaçları, dengesiz ve düzensiz beslenme, aşırı hareketsizlik, stres, sigara ve alkol tüketimi de selülit oluşumunda etken faktörlerdir. Selülit ve damar sertliği birbirine paralel gitmektedir. Selülitin damar yollarında oluşması kan dolaşımını daha da zorlaştırır ve dada ciddi boyutlara varır.
Erkeklerde selülit olmamasının en önemli nedeni hormonların farklı oluşudur.
Erkeklik hormonunun yağlı hücre oluşumunda etkisi yoktur. Ayrıca erkeklerde kadınlara göre kas kitlesi daha fazladır. Bu da onları daha avantajlı bir duruma getirir.
SİGARA YİNE DÜŞMAN....
Selülitin tek nedeni tabii ki östrojen değil; başka tetikleyiciler de var. Sigara damarların en büyük düşmanıdır.
Güçlü bir damar daraltıcı özelliğe sahip olan sigara, cildin yeterince beslenmesini engelleyerek selülite neden olmaktadır.
Bunların yanısıra; hareketsiz yaşam biçimi, sürekli bacak bacak üstüne atarak oturmak, çok dar pantolon ve diz altı çorap giymek de dolaşım sistemini ve lenf sisteminin düzenli çalışmasını engelleyerek selülite yol açabiliyor.
Bunlar, kişinin yaşam tarzı ve alışkanlıklarına bağlı etkenler.
Ancak selülitin, kan dolaşımındaki bozukluklar, ailesel yatkınlıklar ve hormonal etkenler gibi elimizde olmayan nedenleri de var.