Su insan yaşamı için vazgeçilmezdir. En küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutar.
İnsan yemek yemeden haftalarca yaşayabilir ama susuzluğa ancak birkaç gün dayanabilir. Vücutta suyun yüzde 2'lik azalması ısı dengesinin değişmesine neden olurken, yüzde 7'lik azalma aşırı yorgunluk, halüsinasyon ve solunum güçlüğüne, yüzde 10'luk azalma ise dolaşım ve böbrek yetmezliğiyle ölüme neden olur. İnsan vücudunun büyük bir kısmı (yüzde 50-60'ı) sudan oluşur. Bu oran yaşa ve cinsiyete göre değişir.
Su oranı yaşa paralel olarak azalır, yerini yağ dokusu alır. Kanın yüzde 92'si, kemiklerin yüzde 22'si, beynin yüzde 75'i ve kasların yüzde 75'i sudur.
Yeni doğanın vücuttaki su oranı yüzde 80 iken, yetişkinlikte bu oran ortalama yüzde 60'a; erkeklerde yüzde 55-60, kadınlarda yüzde 50-55'lere inmektedir.
Su Alım ve Atımındaki Denge
İnsan bedeninin kemik, deri, bağ dokusu ve yağ dışındaki tüm öğeleri vücut suyu içinde çözelti halindedir.
Vücudun yaşamsal en küçük birimi hücrelerdir. Hücrelerdeki yaşam için gerekli olan bütün biyokimyasal tepkimeler bu çözelti içinde oluşur.
Hücrelerin yaşamsal faaliyetleri ve bu sayede vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi su dengesinin korunması ile mümkündür.
Vücudun su dengesi içilen su, içecekler ve yiyecekler içindeki su miktarları ile solunum yoluyla, idrarla, terle ve dışkıyla kaybedilen su miktarları arasındaki dengeyle sağlanır.
Vücut ihtiyacı olduğundan daha az suya sahip olduğunda denge bozulur, bu ödemlerin oluşmasına neden olur. Kahve, çay ve kola gibi kafeinli içecekler, verdiklerinden fazla su atımına neden oldukları için, vücudun sıvısını azaltır. Alkollü içecekler de aynı şekildedir. Su vücudun sıvı ihtiyacının karşılayan en iyi öğedir. Sıcak havalarda fazla fiziksel aktivite yapıldığında, fazla proteinli ve tuzlu besinler tüketildiğinde, terleme ve idrarla, vücut ısısını artıran ateşli hastalıkların geçirildiği durumlarda, özellikle yaz aylarında sık görülen bağırsak enfeksiyonu ve ishal gibi hastalık durumlarında sıvı kaybı artar. Bu durum vücudun su gereksinmesinde de artışa neden olur.
Su alımı yollarının başında içecek ve yiyecekler gelmektedir. Vücudumuza su alımını ayarlayan en önemli mekanizma susama duyusu hissidir. Vücuttaki tuz miktarı ile susama merkezi etkilenmez. Bu nedenle aşırı sıcak ortamlarda çalışanlar terleme ile suyun yanında aşırı tuzda kaybetmektedirler.
Günlük Su Tüketimi Ne Kadar Olmalıdır?
Vücudun büyüklüğü, fiziksel olarak ne kadar aktif olunduğu, iklim, mevcut hastalıklar (örneğin böbrek hastalığı) gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak su ihtiyacı bireyden bireye değişiklik gösterir. Alınan her bir kalori için 1 ml. veya kilogram başına 35 ml. su alımı önerilmekle birlikte genel olarak, sağlıklı bir kişi her gün kaybedilen vücut sıvılarını yeniden yerine koymak için 2,5-3 litre su içmelidir.