Bu ülkeden nefret etmeyeceğim Mustafa / sen bilirsin / bir nehir gibi duruşumdan anla / sen bilirsin / Hep yan yana olalım / Marul Ahmet de gelebilir / Ufuk da gelsin / hiç yalnız kalmayacağımız bir akşam olsun / Cumhur hoca konuşur en çok Marul / sen susarsın kasabalı bir hüzünle Ya! Dersin Di Mi? Dersin / o küçücük gözlüklerinin ardından...
Babanın Almanya macerası Mustafa / yeşil şort ve kramponlar / Meier bu sefer ters köşe / Cruuyf bir hışım ki topla hızlı / boşa kaçıyorum yine boşuna koşuyorum / ben bu ülkeyi hep seveceğim Mustafa / on bin yıllık bir kıyının kenarında büyüdük / nehir bir cennet ırmağı / adı üstünde / İris / susayanlar kana kana içsin diye sel olurdu 70'lerde / baraj kırdı belini o sellerin / sen bilirsin Mustafa / yine çocukluğumuz boğuluyor o sularda Çanakkale'de bir anneyi gördüm / şu kemiklerim diyordu elini bileğinden kavrayarak ve yöre şivesiyle inleyerek / kemiklerim bu acıla unutmayacak ey oğlum! O öyle konuştukça kemiklerim sızladı / yok Mustafa bu ülkeden nefret etmeyeceğim / bir karargah gibi duracağım; Seddülbahir kapatsın utangaç yüzünü / ey ölüler yeraltında yatan ölüler Sevgilime şiir okuyacağım daha / memleket kokan türkülerle yürüyeceğim / daha var / ülke şimdi yalnız ve güzeldir / bir yalnızlık bir de güzellik biçeceğim gözlerime o ülkeden / yalnızlık hangisi güzellik ne / yok Mustafa bu ülkeden nefret etmeyeceğim / ezan dinleyeceğim sabaha karşı / sonra ölen çocuklara ağıt söyleyeceğim / duduk çalacak bir uzun nefes / hüzün başka bir ülkeye düşecek o duduk çalarken / duduk ki nefesidir "yokolanbirhalkın"/ yok Mustafa / sen bilirsin / ben bu ülkeyi hep seveceğim...
Antep çekiyoruz / Oğuzlama / Erzurum Bar'ı ve Artvin / Kazım da gelir şimdi eline gitarını almış / Çoruh Nehri kan akar / baksana usta çaylar demli olsun / sen sus artık Mustafa konuştukça ağlayacaksın / Ahmet Ufuk küfür etsin gökyüzüne karşı / biz yapma diyelim / ayıptır diyelim / mahalleden çıkarken yorgunuyak.
Sarı Cemal ordaydı gördü Argonotları ve götünü döndü Lazların o derin umarsızlığıyla / halbu ki Lazlar derin insanlardır Mustafa / horon oynar gibi çalım atar Lazlar ve Megreller / Pontus bir rüya / halbu ki deniz demekti / Zizi martı oysa kanatların uçmadığı / lir çalan şairi bile iplemedi Sarı Cemal / okusun dursun dedi bir 29 Ekim şiiri / 29 Ekim'de bayram tatili / izine çıkıyor Cumhuriyet / özgürlük bir dal gibi halbuki yaprak döküyor / Hürriyet ve İstiklal bir köşeye kapanmış ağlıyor.
Yok Mustafa ben bu ülkeden nefret etmeyeceğim / sen de seveceksin yeni kramponlarını ve kaleci kazağını / kale direkleri yüksek / ceza sahası bizim yanıt sahamızdır / çek o zaman bir frikik / top yuvarlansın bir kez etrafında / yasaklara ve kurallara uyalım Mustafa ama Ufuk küfür etsin üç dilde en az ağız dolusu / vurduğumuz top hep dağlara taşlara gitsin ve arkadaşlara / Dr. Cengiz gelsin anason olsun kokusu nefesinin / biz İzmir'e gidemeyiz manyak olmayalım o gelsin / İstanbul boğaz olup aksın / Aksın Mustafa, ben bu ülkeyi sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim.