
İtalyan sanatçı Pippa Bacca gelinlik giyerek başlattığı Barış Yürüyüşü'nü yaparken Gebze civarında bir doğa tutkunu (!) tarafından derdest edilmiş; 'Bu yolda yalnız yola çıkılır mı! Seni yerler!' diye höykürerek yol bağı kurmuş bir gözü dönmüş tarafından tecavüz edildikten sonra öldürülmüştü.
O yola çıkış gerekçesi, yoldaki duruş biçimi üzerine bir sürü kelam edildi; hepsi burada söylenmez; beni de aman aman ilgilendirmez.
Bir yabancı bizim memleketimizde derdine derman aramaya çıkmıştı ve gelinlik giymişti. Onu korumak kollamak ya da bize çok uymadıysa uyan konusunda kendisini ikna etmek gerekirdi. En insani biçimde hem de. İkna edici böyle olunca...
Neyse; 'rahmetli barış yürüyüşçüsünün' annesi katilin bulunduğu salonda kızının öldürülme gerekçelerini yine katilden dinlemek ve bu insanlık dışı eylemin nedenlerini anlamak için Türkiye'ye gelmiş; en çok da şu soruyu sormak için; 'Neden?' Bir fotoğraf var elimde şimdi; Vietnam'da geçiyor olay. Bir adam; eli silahlı bir adam basıyor tetiğe.
Şakağından kurşunu yiyen adamın yüzü çok garip olmuş. Bir saniye sonra yere düşüp ölüyor o adam.
Altına şu yazıldı ve duvarlarımızda iç ceplerimizde asılı kaldı o fotoğraf; WHY? 'Neden?- Niçin?' demekti. Pippa Bacca'nın annesinin sorduğu soruya dönüyorum; Neden? Bir de şöyle demiş; 'Gözlerime bakamadı!' Bir insan başka bir insana neden böyle bir şey yapar? İnsanın insana ettiği doğada başka yerde yapılmadı bu zamana kadar.
Ya da şöyle diyelim; doğada akılsız-fikirsiz nebat-hayvanat da aynen insanın insana yaptığını yapıyor birbirine. Maymunların ve antilopların boynu ısırık izleriyle dolu. Aslanlar kaplanlar canlı canlı yiyorlar avlarını.
Av? Evet; pusuya düşürülerek buluyor ekmeklerini yırtıcılar. Yırtıcılar evet. Acımasızlar.
Çünkü ne yapalım ki doğa böyle çalışıyor.
Orman kanunları böyle işliyor. Siz hiçbir antilobun bir aslana; 'Ayıp olmuyor mu aynı ormanın canlısıyız?' dediğini ya da diyebildiğini duydunuz ya da gördünüz mü? Ya da bir baba aslanın; 'Yapmayın çocuklar o ceylanın babasını annesini iyi tanırım.
Soylu bir ailedir, bırakın gitsin yoluna!' Ya da; 'O ahu gözlere kıyılır mı be evladım!' Aynı orman kanunlarının bu sosyal toplulukta uygulanmasıdır garip olan. Garibim aslan ne bilsin aileyi, tarihi ah de vefayı.
Yiyecek ki ayakta kalsın.
Birbirini korktuğu için kollayan ve çelme takmak için fırsat kollayan, düşene bir tekme de kendisi ekleyen, kul hakkına kıl kadar riayet etmeyen bir dünyada yaşıyoruz.
Değil o İtalyan kızın annesi o hayvanatın gözlerine bakan ejderha olsa kaç yazar...
Dağıtmayalım mevzuuyu; Kriz gelmiş insanlık benim neyime? Değil mi? Neyse hep derim biz kendi türkümüzü söyleyelim; 'Elim sanata düşer usta/yürek acıya!'