Eskiden oyun tekerlemelerimizde bile vardı yağmur; "Yağmur yağıyor/ seller akıyor/arap kıza camdan bakıyor!" Arap kızı kimdir ve neden camdan bakmaktadır bilememekteydik ama tekerleme işte. Ne güzeldi. Sahiden bir Arap kızı var mıydı ve camdan bakar mıydı? Ve aslında neden yağmur yağdığında camdan bakılırdı? Bakan neden o Arap kızı olurdu? Neden ayrıca mahalleli dışarıdayken neden Arap kızı dışarıda değil de evdedir? Vardır bir hikayesiDurum aynen yaşanmış olabilir. Yani Arap kızı bu hikayenin öznesidir. Ve o hırçın çocuk grubu onun derisinin rengine ithafen böyle bir tekerleme uydurmuş olabilirler. Geçmiş zaman; Esmeray vardı. Esmer şarkıcı bir şarkısını bu öykünün üzerine kurmuştu. Hatta çocuk sesleriyle ve aynı tekerlemeyle başlıyordu bir şarkısı; "Çoluk çocuk 13,5Ama durum şimdi öyle değil. -Heves kesici bir paragrafa başlıyorum böylece.- Yağmur zaten yağmıyor; sel nereden olacak? Hah tam da burada giriyor devreye doğanın bugünkü halleri. Diyelim şarkı-tekerleme söyleyeceksiniz. Ne mümkün? Yağmur yağsa yollar tıkanıyor, rögar kapakları patlıyor, araçlar kalıyor yollarda, evleri basıyor su, küçük ölçekli tekstil atölyeleri dağılıyorEğlenilecek bir yanı yok artık. Unutmadan; sevgililer o yağmurda sırılsıklam ıslanır sonra koşarak bir kulübeye saklanır-burası mutlaka samanlık olur- ve ıslanan elbiselerini çıkarır bir varilin falan içine girerlerdi siyah-beyaz filmlerde. Olmadı dilemi şu olurdu; yağmur yağmaya başlar ve mutlaka başlardı Eylül'de okul yollarına. Sevgilinin yanında ve aynı şemsiyenin altında olunurdu. Ama ne zaman yağmur düşse endişe şimdi. Önce yağmur yağması lazım tabii ve haberler başlıyor sonra; "şuraya şu kadar yağmur düştü buraya, bu kadar yağmur şuraya, barajlarda doluluk durumuSu mühendisi kesildik hepimiz. Hangi baraj ne kadar su alıyor ne kadar kapasiteli ne zaman dolacak ne zaman boşalacakSuyun, nebatın tadı tuzu kalmadı anlayacağınız. E haliyle yağmura nebata bağlı sosyal olayların daNe okul yolu romantizmi var artık ne de siyah-beyaz filmlerin tadı. Varsa yoksa barajlardaki doluluk olayı. Ne diyeyim artık başka bir romantizm malzemesi yakalamamız lazım. Doğadan değil artık beklentimiz kendimizden. Yağımızda kavrulacağız