Düşünüyorum da...Bir zamanlar... Her kültürde, her toplumda " orta yol" övülür, tavsiye edilirdi. Aşırılığa karşı insanlar uyarılırdı.
Ayrıca bilinirdi ki, perhiz beden için yararlı olsa bile asıl ruh içindi!
Sağlık bir yarış ve kibir vesilesi değildi. O çağ kapandı. Tamam! İyi de gelecek ne vaat ediyor peki?" Çiçeği burnunda yazarımız Haşmet Babaoğlu'nun bu satırlar. 'Orta karar!' denirdi eskiden; 'her şeyin azı karar çoğu zarar!' denirdi. 'Nafaka' denir de 'ekmek teknesi' denirdi. Bu kavramlar 'azla yetinmeyi' 'kanaat önderi' ya da 'eri' olmayı düşünen düşündüren sözcüklerdi. Mahalle sözcüğü artık kendi bağlamından kopartılmış bir başka cümleye hizmet ediyor
Dil; yani semantik kararlılığı yaşadıklarındaydı bu milletin. Türküsü ve savsözleri bundan yüzyıl önceye ait bir yürüyüşün son fertleriyiz. Yüzyıl belki daha öncesiöncenin sözleri, düşünüşleri yön veriyor hayatımıza. Yeni olan bir şey söyleniyor mu? "Dün olanlar dünle birilket gittiler / cancağızım / şimdi yeni şeyler söylemek lazım!" diyen o ünlü düşünürün yüzü gözü hürmetine söyleyecek hiç mi sözümüz yok gerçekten?
Bel çevresine ve aşağı nahiyede toplanmış bir eylem planıyla nasıl başa çıkabilirsiniz ki hayatla? Ruhun eğitildiği bir çağdan bedenin eğitime tabii tutulduğu bir yüzyıla Nasıl başedeceğiz diyorum? Biz hangisinden yanayız? E ruh eğitildiğinde yaşamın hayatın nasıl yaşanacağına ilişkin fikir yürütmüş, yol açmış, bir düşünüşün bir tavrın yanında durmuş olmuyor muyuz zaten? (Yanıtı kendi içinde saklı bunların.)
Ustanın yazdıkları da buna denk düşüyor bence; beden için yararlı olsa bile ruh içindi!" Bu yalap şulap yeme yutma alışkanlığı aslında hayatın nasıl yaşandığını göstermiyor mu? Sosyal yaşantılarımızın nirengi noktası kazanmak ve savaşmaktan geçiyor. Ya da siz pazar bulmacalarındaki o sevimli oyunda olduğu gibi noktaları birinden diğerine çizgiyle birleştirdiğinizde ortaya; korktuğu için yanındakini ve karşısındakini rakibi sayan, her an çelme takmaya hazır, anlama çabasından soyutlanmış bir insan topluluğunun fotoğrafı çıkmıyor mu? Satan Bilge" diye bir kitap vardı bir ara. Ben sormuştum; Bir bilge Ferrari ister mi kardeşim?
Bedene ve bünyeye belden yığılan yağlarıma baktım Haşmet ustanın yazısını okuyunca; ruh üşümesi benimkisi.
Ah bu dizimdeki artroz ustacım, yüreğimdeki bu yaşamak denilen ağrı.. Arterio skleroz başlıyor bende; angino piktoris yoklayacak sonraları biliyorum. Ah bu ortalıkta dolanan obez söylence ne vaat ediyor gerçekten?"