Usta (Kazım Kanat) çok önceleri bir arkadaşına dert yanmış yazı serüveniyle ilgili; "Artık beyefendilik prim yapmıyor.
Ben de topa tersten gireceğim. Biz böyle davrandıkça söylediklerimizi kimse dinlemeyecek!" Usta haklı; bu tarz bir efendilikle yazdıklarınızı suya yazılmış sayıyor, anlattığınızı dinlemiyor kimse.
Yaptıkları bir şeye yazılmamış olmalı ki; örneğin Ali Poyrazoğlu bir programda sunucunun kalçalarına yapışmıştı; sansasyon için.
Mustafa Topaloğlu şöyle bir şey söylemişti; "Anlattıklarımızın sadece bir bölümünü alıyorlar.
Dediklerimiz güme gidiyor!" Aysel Gürel; "Biz böyle davranmak zorundayız ki bu güzel besteler dinlensin, heba olmasın!" Minik Serçe 'Şimdi Bana Kaybolan Yıllarımı Verseler'i söylediği zaman da dinleniyordu 'Firuze'yi söylediğinde de. Köpeği Cano'yla sahnede dans etmesinin ne gibi bir katkısı vardı ortama bilemiyorum.
Ortama reyting katkısı olsun diye yapılmadık maymunluk kalmadı; kabul. Hele spor programlarında alınan mesafe! Olayı bambaşka bir boyuta taşıdı tabii ki. Alemin ve ortamın sözbilicilerinin ziyafeti(!) karşısında dillerimiz lal oldu.
Son konuşmalarımızda Metin Oktay'ın belgeselini çalıştığımdan söz etmiştim ustaya.
Her zaman ki titizliği-acımasızlığıyla sordu da sordu... Sonra şöyle dedi; "Dersine çalışmamışsın.
Git çok iyi çalış öyle gel!" 'Dersine iyi çalışmak' Bu sözü rahmetli babamdan sonra ilk defa ondan duyuyordum. 'İyi araştır, sor, öğren, bil, çok bilmişler sussun, tekerine çomak sokacaklar da sussun' demekti bu. Tribün bezirganları gibi 'kıskananlar çatlasın!' diyecek halimiz yoktu. Oturduk, çalıştık, didindik yıllarca. Biriktirdiğimiz ne varsa bir yola girdi şimdi.
Dersime çalışıyorum usta. Çalışacağım da.
Büyüklenmek ve böbürlenmek yok. Ama çok bilmişlere ve yerli yersiz konuşanlara bir iki kelam etmek gerekecek; "odalar dolusu kitap / bunca basılı kağıt akıl ve selüloz karışımı hamurdan yoğrulmuş kafalarımız ; mezarlarınıza kapanmış konuşuyorsunuz / vıdı vıdı konuşacaksınız melekler perçemlerinizden tutuncaya kadar / kurtların , böceklerin çeneleriyle ben yokum beni karıştırmayın: / kulaklarımı balçıkla sıvadım ben , -yukarıdakiler de dualarınıza, aminlerinize vıdı vıdı vıdı vıdı.. / bunca sözü nereden buluyorsunuz? ne kadar çok şey istiyorsunuz / ne kadar çok şey biliyorsunuz mezar taşlarından, kitabelerden çok ayıp, ayıp!... / tanrı konuşmak için / sizin susmanızı bekliyor.''