Bankalarda yediğini, halkın üzerine kusanlar ülkesiyiz ya...
O yüzden Amerikan halkından da, batan bankalara verilmeyen desteğe hayret ediyoruz.
Bizde batık bankaları kurtaran sistem olabilir ama...
Amerika'da bankaları kim batırdıysa, o çıkaracak! Bilinçli toplumlar, hırsızlığın her türlüsüne karşı çıkar.
Her ne kadar Amerikan politikası "yeni yasalar" çıkarsa da...


Dünya bu kadar küçük işte...
Okyanusta köpek balıklarının neslini tüketmek üzerine kurulan avlanma sistemi, bizim ülkemizdeki küresel ısınmanın hızını artırıyorsa...
Amerika'da batan bankanın rüzgarı, bizim ülkemizde fırtınaya dönüşecektir.
Dünya sorunları üzerinde "çay demleyenlere" duyurulur.


Yalan ve bencil düşler üzerine kurulu sistemde, batmayanı da batırırlar.
Hele, her koyun kendi bacağından asılıyorsa...
Bal tutan parmağını yalıyorsa...
"Benden sonra tufan" diyenler de, meselenin içinden çıkamaz.
Onlardan sonraki tufan, gelecek neslin çocuklarını da yutacaktır, onları da...
Çünkü yakılan orman herkesi yakar!


Bizim ekonomimiz, borsadaki yabancı kağıtların üzerine inşa edildiği içindir ki, bu fırtına bizi de koynuna alacaktır.
Bugün olmazsa yarın...
Uçurumların üzerini renkli çiçeklerle süsleyen kredilerin, insanlarımızdan alacaklarını hiçbir güç ödeştiremez.
Üstelik, en değerli hazinelerini yabancılara satmış bir ülke olarak.
Üstelik belediyelerin yağmaladığı toprakların eski sahipleri olarak.
Birbirine kırdırılan toplumun parçalanması da hesaba katıldığında, yıkımın şiddeti hesaplanamaz.
Hele ki, "elin adamları", borsadan kağıtlarını geri çekmeye karar verdiğinde...


Bataklıklar kendilerine ait olmayanı geri verir.
Ama ne acıdır ki, bizler Amerika'nın politik bataklığına da dahiliz.
Ekonomi bataklığına da...


Amerika'nın süt tozlarıyla beslenen bir neslin çocukları olarak...