Sayın Başbakan!
Bebeklerimiz hastanelerde ölüyor, "ihmal" diyorlar, mesele kapanıyor.
Hırsızlar, toplanan paraları cebine indiriyor da, üstelik korunuyorlar.
Ekonomik bir bozguna yenik düşmesi muhtemel ülkeyiz de, halkın alması gereken tedbirleri anons eden yok.
Demokrasimiz evlere şenlik.
Ve bizler hala Ramazan Bayramı mı, Şeker Bayramı mı tartışmaları yapıyoruz.
Tek sorunumuz bu mudur yani?
(Bir anne) ***
Sayın Başbakan!
Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar için de haykırın lütfen! Kan kusan emekliler için de hiddetlenin biraz.
İnsan hakları için kavga verin.
O zaman hiddetinize de kurban olurum. Şiddetinize de...
(Bir emekli) ***
Sayın Başbakan!
Aydın Doğan'a karşı yanınızdayım.
Ama gazete boykotunda değil.
Çünkü siz demokrasi için olmalısınız.
Yasaklar için değil.
(Bir öğrenci) ***
Sayın Başbakan!
Bizlere her günü bayram havasında yaşatmaya söz veren iktidarın vaatleri nerede? Haydan gelip, huya giden oylar mıdır verdiklerimiz?
(Bir işçi) ***
Sayın Başbakan!
Hala sizden başkasına verecek oyum yok. Ama asabi halinizi görünce, sizin kendinize tutuklandığınızı düşünüyorum.
Kırın zincirlerinizi.
Sevgiye ve kardeşliğe köprüler örün.
Biraz bizlerin gözüyle görün kendinizi.
İki kaşın arasına silah çatılmış haliniz size yakışmıyor.
(Bir iş kadını) ***
Sayın Başbakan!
Sizler harika imkanlar içinde birbirinizi yiyorsunuz. Bizler soğan ekmek yiyoruz.
Bizim yoksul ve sevgi dolu dünyamız, sizin Deniz Baykal'la yarattığınız kavgalı gürültülü dünyadan değerlidir.
Ama bu demek değildir ki, yarattığınız sevgisiz ortama razı olacağız!
(İşsiz bir baba) ***
Bizde bayram barıştır, kardeşliktir, komşuların komşuya güvenmesi ve çocukların sevindirilmesidir.
Ha Şeker Bayramı...
Ha Ramazan Bayramı...
Bizim için bayramların hiçbir zaman politik bir açıklaması olmadı. Olamaz da.
(Emekli bir öğretmen)